Ezildiğinde erkeğin arslanlığı
ve bir sürüngen olduğunda
kadının krallığı altında...
ve sürünürken onun ayaklarının altında
hiç şikayet etmeden,
zevkten kendinden geçercesine;
Yoksa
kadın’a verdiğim değer
günden güne artıyor mu?
Beni bile bir gün hiçe sayacak
bitirecek, tüketecek
daha kaç bardak çay içmem lazım? !
kaç tane 'kaliteli geyik muhabbet' üretmem lazım?
ve kaç dizi 'zincirleme kahkaha'? ! ..
'sonunda ne tür bir kaz gelecek? ' gibisinden
Daha kaç kere paketleyip gizemlerimi
sokuşturup koltuğumun altına
yolcu edeceksin beni
kendi bilinmezliklerimde
bir karanlık yolcusu olmaya? ..
Tamam
seyahatleri
hele iş için değilse
herkes sever.
Gideceğim yarın İzmir'e
Var ya kardeşler
insan büyük konuşmaya görsün
ve bir şeyden korkmaya görsün!
büyük konuştuğu, köşe bucak kaçtığı neyse
geliyor
Delirmiş bunlar!
İmanlarını, inançlarını,
vicdanlarını
merhametlerini
insanlıklarını unutmuşlar!
Efendim:
bu yağmurlu günde
grilere bürünmüş büyük ofisimizde
sabah sularında
güzelliğinizle bize verdiğiniz zevk,
Dünya tatlısı, genç irisi,
deliliği deli gibi, ama yerli yerinde,
gülmenin peşini hiç bırakmayan bir delikanlı,
hayat damarlarıma eş bir yakınlıkta bir insan...
Gerektiğinde etten kemikten bir insan gibi gerçekçi,
İteklemekle, tartaklamakla,
serzenişle, dürtüşlemekle
sözle olmaz!
Geçti artık...
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...