Sanat'a kaba kuvvetle,
tehditlerle,
taşlarla sopalarla, ateşle cevap verme cehaleti
ona sanat'la cevap verememe cahilliğinden doğar.
ve görmemişlikten...
Salak! ..
Aşk acemisi!
Sevgi cahili!
daha yanıma iki adım sokulmamışsın
elimin sıcağına bakmamışsın
Bozdu mu sinirini?
gocundu mu dediklerinden?
yaralamaya mı kalktı ayan beyan?
dişlerini mi gösterdi yumuşak dudaklarına?
salla gitsin
Ayıplamışlar mı son yaptığın hareketi?
yakıştıramamışlar mı o tişörtü sana?
Kınamışlar mı ruhunun rengini
yaptıklarını
hem de o kadar yüzüne güldükten sonra?
Gelseler sanki bugün almaya tekrar
'hayır' mı diyeceğim zannediyorsun
dünkü gibi?
Hiçbir şey eklenmedi,
çıkarılmadı mı zannediyorsun
Sanırım 'kadın'
istediğiyle seksii olur
istediğiyle Meryem Ana gibi masum...
istediğiyle bir filozof
suya-sabuna dokunmayan bir ilim adamı
istediğiyle bar köşelerindeki fahişe gibi sulu...
Satmışız ruhları en baştan
doğumda üzerimize geçirdikleri
şu ucuz kefenlere;
hayat boyu ne etsek de
güzelleştirsek diye debelenir dururuz
Yaş oldu '37' diye mi,
kafadaki çatlakların sayısı arttı,
ruhtaki ateşler abardı,
sabırlar azaldı diye mi,
aşkın içine ettik ve onu
Şaka gibi...
Bir havası,
coşkusu vardı eskiden Türk olmanın.
Bir gücü vardı o kelimeyi söylediğinde insanın
gözlerinden fışkıran...
takılıp kalsak da bazen
o -sonu gelmez- gelen
çıkmaz sokakların çamuruna
birebir yaşamak zorundayızdır
ne olup bitecekse...
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...