Ufak bir ön hazırlıkla söylenecek kelimeleri toparlayıp,
kafayı da toparlayıp
hedefe yönelik bir konuşma için
yönettiği kitlenin önüne, bağrı açık
gözü pek çıkmak...
hem de öyle 4-5 kere tekrar etmeden ana metni
Bu bir ‘tuvalet’ şiiridir!
Güzel değil
ama çok özel!
40 yılda bir denk gelir.
Sağolsun “su çiçeği”.
Çok sıcaktı,
şefkat doluydu,
sarıp sarmalayıcıydı
ellerin...
etraf kalabalıktı
Elinden gelen
hakkı olan, ehli olduğu işi yaptığında
hakkı verilseydi vatandaşın
-hakkımız- verilseydi,
kuyumuzu kazmasaydı arkamızdan yaltakçılar
“İleride” demiş bir şair dost
”inşallah kendini üstat sananlar gibi olmazsın sen de”;
‘iyi’ demiş şair dostum
temenninin iyisi makbuldür, yardımcıdır
dost elidir.
Ne aileler gördük
içinde sadece
paran kadar konuşabildiğin.
Yoksa eğer
eğrilip-büküldüğün...
Onlara baktığımda
o kadar çok süs,
ihtişam,
ve uyulması gereken kural gördüm ki;
yüzlerine İlahi Işığın ufacık bir parçasının
ulaşabilmesi bile
Bugün sanırım 75'inci çıtçıtımı aldım!
artık eve değil
kendime aldım.
çünkü ben 15 gündür tırnaklarımı kesemedim! ? ..
birer çapa gibi büyüttüm onları bu süre içinde.
O kadar yoğun ki işlerim
kahretsin!
o kadar bedavayım
ve kafam o kadar dilimlere bölünmüş ki;
bu öğlen
kakamı bir türlü edemedim
Öyle bir yükselir,
çalkalanır ki feryatları fakirlerin birgün
topyekün
ve toplamı ulaşılır yüce makamlara,
geri döndüğünde dünyaya bu hüznün yükü
ne sen taşıyabilirsin, ne öteki,
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...