Aynı mahallenin 2 farklı kültürde berberi...
Biri çok sosyetik, diğeri halk işi;
vitrinlerinden ve sahiplerinden belli...
Halk işi olanına gittim:
tipimi sadece zengin gördü,
Yağ satarım, bal satarım
ustalar, delikanlılar ölmüş memleketteki;
önüme çıktımı yalancısı, düzenbazı, yetersizi
bal gibi de adam satarım!
Yağ satarım, bal satarım
Ortam iyice bok olmuş
saklama ne benden
ne kendinden
bal gibi de biliyorsun! ..
Sakinliğini koru...
Birgün şans eseri gittiğiniz kafede
yan masada -tek başına- oturan bayandan
size doğru -kötü kötü- kokular gelmeye başlasa
ve biraz derin tahlile girdiğinizde, bu resmen 'osuruk'sa,
hele bir de başınızı ona çevirdiğinizde
'çirkin'se;
Yakında hepimizin
bir adet ensemizde,
bir adet kıçımızda
kamera tipi organlar çıkacak
mutasyon gereği,
çevre şartları gereği,
Tamam
artık aşikar
bal gibi de kan emiyor bu düzen.
Güçsüzün, bağımlının sırtına biniyor
inmek bilmiyor.
Çünkü sürüngene çevirip güçsüzü
Bizim, ülkece, halkça tatmin düzeyimiz ne,
batının gün görmüş ülkelerininkiler ne? ! ..
aynı olur mu hiç bizde ortaya çıkan sanatla
orada ortaya çıkan sanat? ..
aynı olur mu hiç farklı topraklara köklenmiş
farklı türde ağaçların meyveleri? ..
Sosyetiğin sonradan olmuşu bir başkadır.
Hele imanı eksik, kültürü etiket, biraz tiki
ve sonradan görmüşü bambaşkadır!
Aslında ne o tarafa
ne bu tarafa aittir!
Hah!
Bu sabah koşarken
bizim lüks mahallenin sra sokaklarından birinde
yeni boyanmış, cillop gibi temiz
üzerine basmaya kıyamayacağınız
bir yaya geçiti gördüm
Geçirimsiz olmak için
kitleleri ezmek, dışlamak
krallığını ilan etmek
omuzlarda taşınmak için değil;
bütünlenmek için, harmanlanmak için
omuzlarında taşımak
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...