Öyle orta yere
adres bile vermeden
hatta bazen vererek
sinirlenmeseydik, kızmasaydık
boşalmasaydık umarsızca,
Her ne kadar
ayılarla ve magandalarla sıvama kaplanmış
artık dibi ve cibiliyeti görülmeyen bu bulanık bataklıkta
onları ellerimizdeki çomaklarla
iteleye iteleye
adımlarımıza yer açarak,
Şair
güzel yazan şairi gördümü
başka bir zevklenir
yüzünde binbir gül açar bilinmeyen renklerde...
eşini, benzerini görmekten daha öte bir şeydir.
İnsanlar dışarı çıktıklarında
kabuğuma çekilmek...
Onlar kabuklarına çekildiklerinde
dışarı çıkmak...
Ne arslanı dostum, ne arslanı! ?
o eskidendi.
artık ekmek,
emeğe düşman
yalayıp yutmayı seven
koltuk düşkünü
Gençkenki kokuşmuşluk düşkünlüğümün
günüme ara ara da olsa yansımasından olsa gerek;
bu sabahki ölümcül
tibetsel ve de rahipsel koşumdan sonra
yine cıvık şekilde terlemiştim ki
artık üzerimde duş alacak hal bile kalmamıştı.
Hava güzel,
ama benim için fark etmez.
İster güneş, ister yağmur, ister kar, ister rüzgar;
ben aynıyım
ve Doğa Ana herzamanki gibi
başım üstüne...
'Cemre-memre nedir baba?
geç Allahaşkına böyle şeyleri!
bahar geliyorsa gelir dümdüz işte! ' derdim
umursamazdım ama
bu akşamüstü işten dönerken
eve yürüdüm ve olan oldu!
Bırak menzilim az daha uzasın,
biraz sapayım hedeften,
geciksin buluşmamız Ey Sevgili!
Fırsat ver seven gönüllere;
daha çok şey var alacakları benden.
Tarihten gelen
taşların, duvarların, tabletlerin
üstündeki kanıtlara inanmazmış.
Binlerce yıl öncesinden 2000’leri görüp
ta o zamandan bu zamanı uyaranların,
gönüllerini yıldızlardan toplayıp
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...