Açıkça bellidir hata yaptığm;
Seni melek bildim, günahsız bildim
Sevmek ibadettir deyip taptığım
Kalbimdeki putu yıkmaya geldim.
Yüzümde maziden yüzlerce perde;
Düşündüm sevdanın ettiklerini
Kaç kez ayrılığı istediğini
İmkansız sandığım sensizliğimi
Alıp gidiyorum kendi dünyama
Hayatın ettiği bir tek kahırdı
Bir aşk patlak vermesin diye senden sonrası,
Kapalı halde şimdi, kalbimin emniyeti.
Ne var ki hala açık, ayrılığın yarası,
Buymuş, ruhsatsız sevda taşımanın diyeti.
Yürekler, yalnızlığın kınında saklanmalı.
Sina Çölü'nün üstünden,
Uçtum 'Leyla Leyla' diye.
Soğuk şerbeti, testinden,
İçtim 'Leyla Leyla' diye.
Yıktım gönül yasağını,
Ah dünya, şu saltanatın,
Sallanır da yıkılmaz mı?!
Boşluktaki hüsran atın,
Koşmaktan da sıkılmaz mı? !
Beni benden etti bu hal,
Ey, damlası denizi sarhoş eden deli aşk!
Girme kör bedenimle ruhumun arasına.
Ölmek, biricik yolsa O'na kavuşmak için,
Lokman niye didinmiş ölümün çaresine?!
Ben eksiğim, O tamam; beni O'ndan koparma.
Yağmur yüklü kalemim;
Tüm heceler ıslanmış.
Kağıda düşmüş nemim;
Mektuplarım paslanmış.
Buğulu cümlelerim;
Hep başkasının hüzünleri, başkasının;
Omuz bizim, teselli bizim, dert başkasının.
Ne kadar ortak ta olsak efkarına,
Gözlerinden akan yaşlar başkasının.
Ağlamak, kendimize ağlamak, heyhat!
Saatlere bakarım,
Yaşadığıma 'inanmak' için.
Sonra aynaya,
Donuk bir buz kristali,
Göz bebeklerime...
Sonra...
Gözüm keskin tırpanda,
Dünya zindan değil mi!
Ölenlerinki can da,
Benimki can değil mi!
Açık kafes, semavat.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!