Sevme beni yâr
Görme, öğrenme
Bilme, düşünme
Anlama beni
Tanıma beni
içimde har
Bozkır yalnızlığı düşermiş
Bozkırın çocuklarının payına
Sevgi ekse de nefret biçermiş.
Mevsimine, ekinine, hasadına;
Kırılırmış, küsermiş...
Dost olurmuş yalnızlığına.
Kaldırımları yollarından engin bir şehri
Gürül gürül akıp içimi serinleten bir nehri
Nereden baksam gördüğüm dağları, tepeleri
Bitmek bilmeyen ovaları,düzlükleri
Köylerinde yetişen erikleri, çilekleri
Çocukluğumda diktiğimiz söğüdü; dalına konan kuşları, ürkekleri
Sonbahar gelmeden yağmur yağar mı bu şehrin topraklarına?
Havva'nın saçlarına sinmişçesine toprağın kokusu siner mi saçlarına?
Sonbahar gelmeden yağmur yağmış bizim şehrimizin topraklarına
Havva'nın saçlarına şinmişçesine toprağın kokusu, sinmiş midir bilmem saçlarına
Yıllar yılı aradım,
Taradım, bulamadım.
Gerçekleri duymadım,
Hayaline aldandım.
Gittim, huzura vardım
Rüzgarın sesi hiç uyutmuyor
Üstüm açıkta kimse örtmüyor
Ateşim kırkı bulmuş düşmüyor
Annem gelip de eliyle ölçmüyor
Bezi ıslatıp da anlıma koymuyor
Sesleniyorum, sesimi duyan olmuyor
Yüreğime düşürüyorsun unutulmuş bir heceyi
Yakıp yakıp kavuran, kül eden düşünceyi
İlmek ilmek dokuyorsun iliklerime kadar neşeyi
Sen yaşatıyorsun cenneti
Sen yaşatıyorsun cehennemi
Sen aydınlatıyorsun geceyi
Senden-benden uzakta bize yakın bir yer bulalım
Gök-deniz olsun ufukta ama ben gözlerine bakayım
Saçlarını önde topla mest olayım
Gökyüzünde hilal olayım
Gök rengi gözlerinin üzerinde hilal olayım
Dizlerine yatayım düş kurayım
Düşman olmak istemezdin ya hep benimle
Artık içi hınç dolu iki düşmanız seninle.
Davamızın adı: Gönül davası.
Gönlüm yanık, sen sanık,
Hakimin kendisi tanık.
Bu dava zaman aşımına uğradı,
Gönlümün kapısı hep uçmuş bir balkona açılır
Vefasız bedenim ruhumdan sıyrılır
Gönlüm arşa ulaşır ve sonra yere çakılır
Kanlar hep ama hep ruhuma saçılır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!