Bir düşüş bir çığlık bir yakarış
Kasım altı ay,üç mevsim; ilkbahar,sonbahar ve kış
Kasım bir karartı,kasım bir bunalış
Derin bir sessizliktir en güçlü haykırış
Kıyımlar yapmış sayısız can almış
Hicranının tadını tek gönlüm bilir
Olsaydık yazılır mıydı bunca şiir?
Ayrılığın doruğunda vuslat gelir
O zaman ki yazılır en hisli şiir
O zaman ki cehennem bile cennettir
Ama benim aşkım vuslatı ne bilir.
Aşkın bana yasakmış
Ateşte yanacağım
Gök gözlerin tuzakmış
Bilerek bakacağım
Ölüm ismimi anmış
Ya öldür beni artık.
Ya güldür beni artık.
Ya soldur beni artık.
Ya açtır beni artık.
Ya ver kendimi bana
Yanında yer bulamasam
Gam çölüyüm, gamzedeyim
Melamet hırkasın giyeyim
Gönlünde yer bulamasam
Yüzündeki gamzedeyim
Gül yüzünle güldüğün vakit gönlüm gül bahçesi olur
Bakışların zülfikar gibidir gözüm aldanır fakat
Gönlüm kanrevan olur
Dilin anzer balıdır fakat fazla muhabbet bana zehir olur
Soluduğum hava, içtiğim su sensiz bana zehir olur
Yüzüme vurma, biliyorum sana muhtacım
Gök Tanrı'm, Gökçek Tanrı'm, Allah'ım
Ne zaman geçecek kalbimdeki sancım?
Gök Tanrı'm, Gökçek Tanrı'm, Allah'ım
Aynı dili konuştuğum insanlar anlattıklarımı anlayamadılar
Artık beni başka dili konuşan insanların anlayacağını hissediyorum bir mülteci gibi
Bu dilde anlatmak yok susmak var
Ben hislerime güveniyorum
Susmak daha çok anlaşılacak gibi
Kuru kuru sevmek olmaz diyorsun
Ne yapayım severken ardından su mu dökeyim?
Gözden yaş akmayınca sevmek olmaz diyorsun
Seveceksen bulut olsun gözlerim yağmur dökeyim.
Gelmiyorsun gelme demiyorsun
Sussun artık hasret şarkıları
Gökyüzüne bakıp umudun renginde türküler söyleyelim
Gurbetler bile memleket olsun, sıla olsun
Kıralım şu çelikten duvarları
Bir köşede duran, herkesin bildiği, bakıpta görmediği
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!