Sen geldin dünyaya, hayat buldum Derin
Şimdilerde gönlüm çok ferah çok serin
En anlamlısı sensin kelimelerin
En güzelisin cennetteki güllerin
Hadi durma uzat dayıya ellerin
Umuda baksın her an gözbebeklerin
Sana adım attığım gün saadet geldi başına
Çokça mutluydum, yeni girmiştim on sekiz yaşına
Birbirimizi sevmiştik, birbirimizden mutluyduk
Korkusuz! Dosta güven, düşmana korku veriyorduk
Ben devlet kokardım
Göğe baktım bulanık mı bulanık
Kulağımda bir türkü yanık mı yanık
Bir soluk çektim içime ılık mı ılık
En masum şiirim sanık mı sanık
Güneş battı, ay doğmadı karanlık mı karanlık
Vakit yaklaştı, vakit geldi ayrılık mı ayrılık
Yiğit,meydanda olur; kahpe,pusu atarmış
Ege'de tek bir yiğit kalmış, adı Fırat'mış
Dar günde gözler etrafta dost ararmış
Ege'de bir yiğit tek kalmış, adı Fırat'mış
Sen benim içimde sır gibi sakladığım; kalemden, kağıttan bile kıskandığım en güzel şiirimdin.
Şimdi uçuvermişsin içimden,
Şimdi dökülüyorsun kimin dilinden.
Artık ben bu şiiri nerede duysam kulağımı tıkarım
Yalnızım, yalnız ve ıssız odadayım
Pencere dibinden dışarıya değil
Uzun uzun pencereye bakmaktayım
Fırtına yeğin bir yağmuru getirdi
Işıl ışıl havayı fırtına değil
Oğlum sen şimdi dünyada yoksun
Gelme zaten diken bulursun
Nefsine uyarsın sen de diken olursun
Oğlum sen şimdi dünyada yoksun
Gelme zaten zulüm bulursun
Bitti dediğim an başlar benim sevdam.
Payıma düşen diken olsa da üzerine yürürüm.
Yaralansam, kanrevan da olsam
Gönlüme söz dinletemem gülüm
Vuslatın sevgi hicranın aşk senin
Ayaz yedim duru duru pırıl pırıl havalarda
Yeşerttiğim umut sular gibi kurudu
Buram buram koksun diye suladığım toprak, çöl oldu
Kırgınlıkla gidiyorum senden
Karşımda duran ağacın yapraksız kalmasını beklemeden
Öyle sıcak ki ellerin,
Güneş bu ısıyı verebilir mi?
Gözlerini ancak bir aynanın yansımasından görebilirsin
Gözlerini gözlerinle görebilseydin eğer
Anlardın gönlümdeki hıza değer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!