umudum çarmıha gerildi inatçı ellerinde
yüreğimde çığlıklar atmakta
acı,hüzün ve öfke
başımdan aşağı sımsıkı müebbeti giydirip
buz gibi bir zindana kilitledin beni.
yine de korkmalısın sevgili,
..
sensizliğe
bendeki
seni
anlatıyorum
saçlarını
salkım söğüt
..
Evet, dostlar gidiyorum bu şehirden
Aynı hayallerin küllendiği, başka bir şehre.
Yazınsamaya, belki de bir hikâye bırakmaya,
Ama unutamadığım bir tat kalıyor, dişlerim arasında.
Renklerini anımsamıyorum acıların,
..
Yağmur gibi ıslattın göz pınarlarımı daha dün
Acılar oturdu taş gibi içimde öfke fırtınası var
Belki son görüşmemiz bu şehirde artık gidiyorum
Elveda sana, elveda anılara, dönmemecesine elveda..
Dalından koparılmış çiçek gibi solarken sana aşık
Ömrümce sevginle yaşlanacak bu beden sevmeyecek
..
Benlik zindanlarında boğdukları gecenin şafağın da,
Güneşimizin doğduğunu nereden bileceksin ki?
Aleyhine döndürülen ihanet çemberlerinden,
Ne zaman kurtulabileceğini göremeyen sadık ruhlar!
Sonsuz sayıdaki sıfırlardan biri olmak bir değer değil,
Bir olmayınca birden bize bizden bire mi?
Olamaz ve de olmaz olsun küfür,
..
sinesinde
haraza nefes kesmekte
kudurtan bir öfke-derin düşüncede
bütününde
yalan
çökmüş imiğinin ta orta yerine
alaz da
..
Bir yığın gereksiz kan,
Ve
Gözyaşıydı
Akan…
Bir öfke ki içimde,
Beni çaresiz bırakan
Buzları eritmeyi bildi…
..
gün doğar yamaçlardan
perdeler aralanır kapılar açılır
emekçiler erkenden uyanır
birikmiş isyan durur yüreklerde
öfke kendini sokaklara vurur
işte o öfke gelir bizi de bulur
seninle her akşam
..
Sana bir şeyler söylemem lazım;
sevgi desem sevilenin yüreğinde yakılmış kul olmuş parliemant mavisi gökyüzüne dağılmış
öfke desem sevdam sarmış yüreğin en kuytusunda çıkması imkansız
hayat akıp gider zamansızlıkta içi dolu can yanması, tükenmişlik
güven, sevda, yürek, inanç söylenen her söz kelime anlamından öteye geçemeyen yalanmış
bir sevdanın bedeli kırgınlık..yokluk…
..
Ruhunu sevdiğime niçin inanmıyorsun?
Tartışmaların frene basmıyor,
Doğru bildiğin yanlış yoldan dönmemek te var,
Haram düşünen sayfaların
Vedalarıma sebeptir artık,
İğde çiçeklerinden kalan hayallerimi siliyorsun,
Üzülüyorum
..
Soysuzluk kanındaymış ne yapayım değişmezsin
Cambaz gibi bir ipte oynuyorsun merhametse yok sende
Dilinde zehirli ağ konuştukça lanetlik okunuyor yüzünden
Gözlerinse kör olmuş bencillikse ruhundan tutunuyor..
Nedir seni değiştiren, öfke hiddet sana yakışmıyor
Dostlarınsa üzülüyor, yalnızlığa oynuyorsun git gide
..
Kimse bilmez ahvalimizi...
Soran yoktur dirliğimizi...
Sen misin kendinden kaçan...
Bir kendinsin kendini kandıran...
Sağa sola dönüp bakma...
Göreceğin bildiğin kadardır...
..
Yangınla yanışımı, yanıp da düşüşümü sevdim
akşamlarda açan gülü sevdim,
kanamalarındaki acılarını sevdim, yangın yerindeki oynayışlarımla…
Sen sevgili, kendimi sende unutuşumdu yaşamda gölge oyunlarına düşüşüm…
Karanlığın sessiz hışırtıları kulağımda, adımlarımda bir ürperti kararsızlığı, gözlerim garip bir durgunlukta, ara sıra elektrik direğindeki lambaya üşüşmüş ışık böceklerine, ritimli dönüşlerine ve dalgın bir düşünce çaprazı ile adımlarımı zoraki her atışımda, aklıma gelenlere cevap vermeye çalışırken, kendi kendime durup durup arkama bakıyorum acaba ruhlarımızla birlikte peş peşe art arda mıyız diye…
..
Düştüm eteğine ki bir deli rüzgârın
Bir enginindeyim bir gölgesinde, bulutların
Boğuyor her ateşini feleğin öfke selleri;
Nasıl dayansın, ömrü kelebek kadar umutların
Uyutur da beni saf gerdeninde tabiat ana
..
Haklı siteme,hakkım var son gidişinden bu yana.
Çoktu inan ki verdiklerinden, ömrümden aldıkların,
Hoşgeldin,hüznün mevsimi yine de hoşgeldin.
Bu sefer ki gelişinde ellerin dolumu acaba?
Bir teselli olur diye belki tüm kaybedişlere...
Yoksa bu salına salına gelişin, manalımı,
..
Gün oldu, maviliğini unuttu gökyüzü. Gün oldu bürünerek siyahlıklara salkım saçak bulutlarıyla indi yeryüzüne. Hem kendini ağlattı kocamış Dünya hem bizleri. Hasret kaldığımız zamanlar gökyüzünün maviliğine ve Güneşin parlaklığına, hep bir şeylerle oyalanmak, hep bir şeylerle avunmak istedi canımız.
Hepimiz insandık netice de. Kimimiz Güneşin sıçaklığını para da pul da ararken, kimilerimiz acıların kucağın da Cehennem ateşlerinde yanmayı tercih etti. Kimilerimiz kula kulluk ederken, kimilerimiz saf sevgilerin, temiz bakışların esaretini yeğledi. Hepimiz insandık netice de ve hepimiz insanca yaşamanın faziletine inanmıştık. insanca yaşayacağımızı ya da yaşadığımızı düşünmüştük. hepimiz insandık netice de, bütün insanlar gibiydik. Etten ve kemikten yaratılmış, düşünen, düşünmeyi seven, hisseden hissettiren, doğan büyüyen, acısıyla tatlısıyla yaşayan ve sonra ölen.
Neler görmedik ki bu hayatta. gem vurduğumuz zaman da oldu duygularımıza, gemi azıya aldığı zaman da oldu duygularımızın. Öfke baldan tatlı misali, öfkelenip kızdığım zamanlarda kayıp etmiştim insanlığımı. Hırsıma yenik düştüğüm zamanlarda da, nefsimin beni ezdiği anlarda ve dost kurşunları değdiğinde de yüreğime yine yanım da bulamamıştım insanlığımı.
Bazen, çiçek çiçek tabiat de aradım insanlığımı. Bazen bir yavru ceylanın zalim avcıya yönelttiği masum bakışlarda bulmak istedim insanlığımı. Bazen kızgın çöllerde yandım insanlığımın peşinde. Bazen yalçın dağlar da buz kestim, derin uçurumlara düştü yolum nihayetinde. Ama aradığım insanlık hiçbir yerde yoktu. Çünkü ben insanlığımı ararken, kendimi yitirmiştim ve ben yoktum. Durabilsem de ayaklarımın üstünde ruhum yoktu ve ben korkuluklara dönmüştüm.
..
eğer ağarmışsa, ellerime dökülen saçlarım,
her telinde biraz öfke, biraz hüzün varsa,
suçluyu başka hiçbir yerde arama,
gördüğün ve hissettiğin benim ben.
her şeye rağmen, duyuyorsa hala kulaklarım
işittiği sonsuz hakaret, sonsuzsa şayet
..
havada aılır hüzün çiçeği küs
kaç göç eskitir zaman mayın tarlalarında
yol boyu raylar uzanır yalnızlığa
ellerinde kalem olur afyon
kendine döner keskin bıçaklar
öfke bir aynaz gibi kaplar
yalız gemiler kalır boş rıhtımlar
..
Ömer Bin Abdülaziz (R.a)
-Hanedandan birine nasihatı:
-“Ölümü sıkca an!
Geçimde daraldıysan,
..
Sabrı tükendi beklemelerimin
Bugün isyan çıktı yüreğimde
Çekti kılıcını bütün umutlar
Bir bir üzerime çullandı
Sessiz çığlıklar
Fayda vermedi ne öfke zırhım
Ne sabrımın geri kalanı
..