O Eski Uzun Geceler Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2664

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

O Eski Uzun Geceler

Belirsizleşince uzaktaki pırıltılar,
Sonsuzluğa uzanan, sisin içinde,
Seçilemiyordu, flu ana hatlar,
Çan sesleri duyuluyordu siste,
Derinden hatırlıyorum, o zamanları,
Aralık olunca kapı, güz sabahları,
İçeri taşınırdı, dumanın nemli kokusu,
Bir nebze de olsa, hatırlatırdı yalnızlığımı.
*
Demlerini hatırlıyorum, kayıp ergenliğimin,
O demlerdeki, loş akşamüstlerini ne kadar sevdiğimi,
Belirsizliğimin atkısını, boynuma sarıp,
Ve melankolinin, her zerresini hissederek,
Nasıl içime çekerdim her akşam, karanlığa dek,
Gezindiğimi hatırlıyorum, yağmur, kar demeden.
*
Puslu sokakların, o gece fenerlerini,
Kıyı boyunca, tek başına yürümeyi,
Suyun hışırtısını, hele o gecenin serinliğini,
O sonsuz, ara ara parıltılı, sisli geceleri hatırlıyorum.
*
Kaybolmuş düşüncelerimdeki hayaller,
Sonsuz gibi görünen, duman bulutunda,
Şekilsiz görünüyor, silik gölgeler,
Kuş sesleri duyuluyor, dumanın içinden,
Demleri anımsıyorum, sonsuza uzanan,
Açıksa pencere, kış günlerinde,
Taşınırdı içime, karın yumuşak kokusu,
Bir nebze de olsa, hatırlatırdı izole oluşumu.
*
Demlerini hatırlıyorum, unutulmuş çocukluğumun,
O demlerdeki, puslu öğleleri ne kadar sevdiğimi,
Sarılıp belirsizliğimin kabanına,
Ve hayal kırıklığımın her zerresine,
Her akşamüstü, nasıl içime alıp,
Dolaştığımı hatırlıyorum, rüzgar soğuk demeden.
*
Akşamların, o tatlı ay ışığını,
Tek başına yürürken, sessiz yollarda,
Denizin fısıltısını, hele de o akşamüstü esintisini,
Anımsıyorum, o sonsuz ara ara ışıklı, karanlık akşamları.
*
Susmuştu şehir, gecenin hayallerinde,
Sonsuzluğa uzanmıştı, puslu havada,
Görünüyordu, silik silik şekiller,
Köpek sesleri duyuluyordu, pusun ardında,
Hatırlıyorum, o uzun ve eski akşamüstlerini,
Açıksa pencere, yaz akşamüstlerinde,
Taşınırdı odama, ıhlamur ağaçlarının serin kokusu,
Biraz da olsa, unuttururdu yalnızlığımı.
*
Kayıp yıllarını anımsıyorum, gençliğimin,
O yıllardaki, hüzünlü güzleri,
Ve kış akşamüstlerini ne kadar sevdiğimi,
Sarılıp yalnızlığımın ceketine,
Ve karamsarlığımın her zerresine,
Her akşamüstünde, içime nasıl doldurduğumu,
Gezdiğimi hatırlıyorum, yağmur çamur demeden.
*
Akşamüstlerinin, o tatlı ışık parıltısını,
Sahil boyu, tek başına yürümeyi,
Hele o akşamüstü rüzgarını, suyun sesini,
Hatırlıyorum, o sonsuz ara ara ışıklı, karanlık akşamüstlerini.
*
Susmuştu vadi, sisin altında,
Uçsuz bucaksız görünen karanlıkta,
Görünüyordu, garip puslu ana hatlar,
Baykuşlar ötüyordu, karanlıkta.
*
Anımsıyorum, o eski uzun geceleri,
Açıksa pencerem, yaz gecelerinde,
Taşınırdı odama, ıhlamur ağaçlarının kokusu,
Birazcık da olsa, unuttururdu yalnızlığımı.

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 8.8.2025 17:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!