Yar senden önce aşk neydi bilmezdim
Yaktın yüreğimi, yaktın kül oldu
Az tecrübem olsa aşka gelmezdim
Gündüzlerim zindan gecem zül oldu
Bir zamanlar cilve yapıp güldürdün
Sizin bayramınız Yirmi Üç Nisan
Sevinin hep mutlu olun çocuklar
Elbet güzel günde sevinir insan
Koşun tozun neşe salın çocuklar
Bin dokuz yüz yirmi meclis kuruldu
Anadolum; sevdam nihavent dilde
Estikçe yellerin derine düşer
Bam telin ötüyor Bayburt’u ilde
Öttükçe şu bağrım yarana düşer
Hasretin sızlatır burnum direği
Ayrı düştü yollarımız
Yaman olur hallerimiz
Gurbet elde sellerimiz
Akar Bayburt deyi deyi
Keçevi’nin düzü bizim
Evet, ben öğretmenim; şükür güzel bahtıma
Nice fidanlar diktim, şimdi hepsi bir çınar
Tıpkı ormanlar gibi yayıldı yurt sathına
Bağlarımız yeşerdi çağlayınca her pınar
Diktiğim fidanların sayısını bilemem
Eğitim ordusunun en kıymetli neferi
Gece gündüz çalışan vefakâr öğretmenim
Küçücük dimağlarda başlatırsın seferi
Seferinde yol çetin cefakâr öğretmenim
Güven duyulan erbap, ilmini alem bilir
Gökyüzünde bembeyaz belirirsin ey bulut;
Sonra rahmet olursun toprağıma kârıma
Canlanır bütün hayat yürekler dolar umut
Güler fakirin yüzü, sen yağınca varına
Bereket olur yere yağarsın usul usul
Artık ağlamasın analar, dostlar
Barışa uzandı elimiz bizim
Yıllarca kan aktı serildi postlar
Kızıl kana döndü selimiz bizim
Kardeşi kardeşe kırdıran mantık,
Bulutlar üzerinde tutuşurduk el ele
Savurdu rüzgâr bizi nere gittin gel hele.
Uzayın boşluğunda rüzgâra inat uçtum
Göremeyince seni hırsımdan yıldız biçtim.
Yine bahar gelir bezenir bahçem
Açılır menekşe, zambak, karanfil
Dağılır efkârım açınca gökçem
Bekle göreceksin aldanan gafil!
Yine bahar gelir bezenir bahçem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!