Püsküllü kimdir söyle be Güllü
Tanınsın, bilinsin sen ver cevabı
Çağın gerisinde durur dümbüllü
Güya gelecekten demi hitabı
Değerlerin tersi hal ve gidişi
Bellidir yıllarca halin ahvalin
Gülümsemez yüzün yaslısın gönül
Alnına yazılmış budur nevalın
Kerem’in nezdinde Aslı’sın gönül
Ah çekip dinlersin sevda kuşunu
Daralmış gönlüme, sen ferahlık ver
Darlığa, düşürme Rabbim kulunu
İşimi kolay kıl, sensin bana yar
Zorluğa düşürme Rabbim kulunu
Ne bilir hakiki sırra ermeyen
Ben mi davet ettim viran bağıma?
Hak’tan mısın söyle bende bileyim?
Ceylan gibi sektin gönül dağıma
Sultan mısın söyle bende bileyim?
Ahu gözlerinde şimşekler çaktın
Ağacın rüzgâra yattığı yerde
Şimşekler çakıyor yetiş Sultanım
Güneşin gündüzü sattığı yerde
Karanlık çöküyor yetiş Sultanım
Kararan geceler boğulsun nura
Gökkandil kubbede parıldayan Süreyyam
Gecemde ışığımsın, gündüzler de hülyam
Dertlere duçar oldum yüreğimde kor ateş
Varlığınla olursun kötü günde bana eş!
Süreyyam, nur ışığım; arzu endam edersin
Şu gönül dildara yanıp tutuşmuş
Sönemedim dostlar buna ne çare
Gülizar bahçede güller açılmış
Bülbül figan etmiş düşmüş dil nara
Hakikat ehlinin aht-ı vefada
Ressamın fırçası vurdukça darbe
Güzellikler düşer tualde resme
Rengârenk boyalar sokulur harbe
Özellikler düşer tualde resme
Güzelim doğada ruhu kuşanan
Güneş doğacak diye koptu kızıl kıyamet
Başıboş serzenişler değil hayra alamet
Tozu dumana katar kıt akıllı melanet
Gerçeklerden bihaber şu zavallı mahlûkat
Olup bitenler için yapılmaz mı tahkikat?
Bu malumun ilanıdır
Duysun bizi yad elleri
Dünya Türk’ün alanıdır
Duysun bizi yad elleri
Üç yüz milyon neferimiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!