Çoğu zaman olur ki,anlaşılmazsın...
Kendini anlatamazsın,
dilin olsada keskin,bıçaktan..
Şair olup,mısralar,kıtalar dizsende yürekten
Filozof olsan,hatip olsan ne yazar,
Anlamak istemiyorsa karşındaki gönülden...
Gece sessiz,karanlık ve sensiz...
Arabayı çektim kenara,
Bakıyorum evlerin ışıklarına.
Renkarenk ışıklar sızıyor,
her evin penceresinden...
İçinde ne yaşamlar vardır,
tek aşkım, toprağım, Türkiyem
kutsal topraklarında doğdum
o topraklarda öleceğim
vatanım! vatanım! Türkiyem
aşkından kör gurbete düştüm
ey bozkurtlar! daldınız mı uykuya?
dağlar eğildikçe, kar iniyor kuytuya...
yürekleriniz nasıl dayandı, davudi yıldıza?
sabır sabır derken bölünecek mi, TÜRKİYE?
barış diye uydurulan bir garip hikaye...
Korkulmaz ne denizden ne dalgadan
O doğanın gereğidir.
Asıl korkulması gereken
Olayları hiçe sayandan,
Yaratılmışı yeren, sevmeyenden...
Sevmek yetmedi...
Yetmedi! Yürekten sevmek.
Yetmedi! Cana can katmak için uğraş vermek.
Tıpkı bir anne gibi.
O, ateşler içinde kıvranırken
sabahlara kadar başında bekleyip, terini silmek.
Hasret delerken bağrını
Bir yudum nefes alır ağrını
Bir ses duyulur uzaktan
“Sev! Sevmenin sınırı yok!”
“Umutsuz olma! Umutkar ol !”
Sevginin özüne yakınlaş yürekten..
Ömrümü verdim hak sırları yoluna.
Dersimi aldım hayattan biline.
Onun yolu ile ulaştim Mevlama,
Gönül gözümle vardım sema ya.
Önüme serdi kulluk postunu,
Oturup üstünde dualar ettim...
Gecenin alaca karanlığı yalnızlıkmış
Güneş ardına bakmadan kaviline koşmuş
Sonbahar geçmiş,kış kapıya dayanmış
Gençlik...Sırra kadem basmış
Yaşam gözü açıp kapamak kadarmış
Günahlar sevaplar konunca adil teraziye,
Bakarsın ne ağır basacak diye Mevlaya,
Yalvarsan da iş işten geçmiş olur Yaratana...
Son pişmanlık neye yarar desene meftaya...
Aç ellerini dua et Rabbine,
Azrail gelipte kapıyı çalmadan önce.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!