Şair boş zamanlarında kapya kırtlıyo kırt kırt
Acılar paylaştıkça azalır, öyle derler
Ben acıyı bulaşıcı iltihaplı irin görürüm.
Uyurken dahi içimi acıtmıyorsa dillendirmem
İçi keder dolu kistimi
Acı 03.16 taksisi gibi
Umutsuzca kavuşamamamıza sürükleniyorum
Rüzgarın savurduğu güz yaprakları değil
Bilmediğim bi halim yürüyor Antalya’da
Beni nasıl bağladığını bilsen kelimelerinle
Yine denizci düğümü atar mıydın dilinle?
Kül renginde sirk faresi!
Beni anladığın dakikalar var ya;
İyi ki varsın küçücüklüğünle.
Anlayamadığın yerde “hoşgeldiniz” paspasıyım
Kucakladığında doğum günü pastası.
Ben anlamsızca mutluyum
Renk yazmak,
Şarkı toplamak istiyorum patikadan
Eteğimin ucu dalgalanıyor
Bu yürüyüş uçuş aslında
Rüzgar benim
Sen
Şimdi şöyle gelsen
Koysan ellerini dizlerime
Hataydı yaptıklarım,
Hayat yaptırdı.
Desen
Ellerimiz sarmaşıklar gibi mıhlansın birbirine;
İstediğin yemek buharı üzerinde,
Sarılalım ve bahçede bir gül gibi yalnızlaşayım.
Perdeyi mümkünse sevişirken de kapatmayalım.
Öpmek için eğil yüzüme, kucağında saltanatımı özledim.
Sohbet-i hasretin için de baht defterimi közledim.
Jelatinli bir çerçevede
Damağımın orda işte bir damla vişne reçeli
Meraklısı yok imhasını bekliyor
Boynu bükük evvelsi gibi, kırılmış bambu filizi
Neye büyüdüm inan bilmiyorum
Bazı sabahlar,
Daha çok bazıdır…
Aynaya bakmakla gelir saatler ikindiye
Ama biz bazı bazı dönelim sabahlara
Sabahlar ısrarcıdır; sabah gıcırtılı yataktır
Bazı insanlar B12 gibi
Hafızanla el sıkışırlar,
Ama sana hatırlattıkları sen;
Pek iğrenç bir dönemini temsil eder.
Onlardan nefret edebilirsin,
Sana hatırlattıkları yüzünden.
Benim şiirim tencere dibindeki puding gibidir;
Doymak bilinmez,
Sıyırsan da bitmez.
Spatula, kalem efendime söyleyim!
Sigara!
Bakü kadınlarının dizinde bir buket
şiirleriniz harika hatta 3.16.