Ve ben,ne şairim, ne de ozanım
Harfler yerleşirse her bir köşeye
Nedenler sorarsa kaynar kazanım
Fokurdayan cümle gelir döşeğe
...Eyvâh! nabızdaki delifişeğe
...Değmeyin yıldırım çakan şimşeğe
İftihar hâk eden,milletiz bizler
Türk'lerin dilinde özgündür Türkçe
Konuşurken sâdık titiziz bizler
Kuralları belli çizgindir Türkçe
Milli damgamızda dil müşterektir
Hey! ...
dünyama düşen beyaz çığ
soyunduğum yeni hikâye
İndirin beni...kulpu kırık dünyanın uçlarından tutmaktayım,siz tutun ellerimden,sıkı sıkı...indirin ve fırlatın beni toprağa... kendimi yaşamak istiyorum,bu kadarlık bir fedakârlık yapın bana.Zamanınızı almayacağım sadece elimi tutun.
Bu kalabalıkta tenime bile dokunamıyorum,kendimi bulamıyorum Kendimi bulsam karşımdakini bulamıyorum dört nala koşuyorum yine kendimleyim.
Bu andan itibaren beni de istemiyorum,mayınlı düşüncelerimi,merminin oyduğu beynimi de istemiyorum,burun kanatlarım bahçemdeki güllerin kokusunu alamıyor, renkleri unuttum.Sahi kızıl güldü ismim değil mi? ya da gül fidanı? sadece babamın söylediği kırmızı gülün alı vartürküsü hafızamda, annemin nefesi,bir de şiirlerim.
Kayıt tutmasın beynim,hafızam yorgun...her adım attığım anım hâlâ dimdik dur diyorsa bana,ben de aykırı yürümek istiyorum kaldırımları. Belki sokakta seksek oynamak, ip atlamak,deniz kenarında midyeleri toplamak,sümüklü böcekleri kurutup ipe dizmek,güneşe gülümseyip bulutları avuçlamak istiyorum,martıları da istemiyorum onlar sessiz denizin kuşları değil kulağımın dibinde çığlık çığlığa.Bana sadece turnalarımı verin.Kanatlarındaki huzuru okuyacağım.
Sizin hayatınızda da bir yanlış üç doğruyu götürüyor mu turnalar? benim hayatımda götürüyor,atalarım bana tek bir yanlış bile yapmayacaksın,bir tek hatan üç doğrunu götürecek demişlerdi.Ama bu dünya sanki cehennem,karşımdakinin yanlışı doğru oluyorsa,benim doğrum yine bana kalıyor...ve kalemim yanıyor,kağıdım yanıyor.
Limanlar gemileri nasıl bekliyorsa ben de doğruları öyle bekledim...lâkin yalan sağanağının içine demir atmış bir yığın insan içinde kayboluyorum.Doğrularıma sâdık yaşadığım için mi çok yoruldum? Keşke küstâh olabilseydim.
Tarih Tekerrürdür
Raflara kaldırmak yok umudumuzu
Şu sabrın vadesi doldu dolacak
Hiç kimse tutamaz bozkurtumuzu
Hainler belâyı buldu bulacak
Dağların sesini getirdim size
Nasıl bir felaket figân burası
Ecdâd kucağını açma dinsize
Toprak benimdir der, yüzler karası
Kürşâd özü ile ördüğün taşlar
Sevda rebâbında yumdum gözümü
Notayı koşturup yorduran da kim
Fesleğen kokuyla üfler sözümü
Mânâ kitabını gördüren de kim
Şairin ilhamı aşk mı göz nurum
Gecenin yıkanışı günün doğuşu
bir başka oluyor o şehirde
kederin eşgâli derdin koyusu
bir başka doluyor o şehirde
O şehir rayiha
YAĞMUR
Rahmet vadilerinden bereketler yağarken
Yağmuru sağnak sağnak gezdiren "Yaradan"dır
Semâdan açan güneş, sabahlara doğarken
.....Bulutu damla damla süzdüren "Yaradan"dır
İster sevda deyin ister yokuşu
Yanıyorum çölde kor olmuş gibi
Yola gazel döken Leyla kuşu
Sanıyorum çölde sır olmuş gibi
Kaf dağı ötesi aşk yollarına
HOCAM SİTEMİZ KAYIP OLDU...