https://www.facebook.com/ogretmenhasansancak
Samsunlu Vatan Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak Kimdir?
Orta Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ili olan Samsun’umuzun güzel, şirin, turistik, yeşille mavinin kucaklaştığı, denizle kumun ve ormanın buluştuğu… Alaçamdan en derin saygı ve sevgilerimi sunarım.
..
-
HOCALI SOYKIRIMI
12.05.2009 - 11:11Şair Hasan Sancak, Ermeni İhaneti Şiir Kitabına Destekçi Arıyor! ..
ERMENİLERİN İHANETİNİ 3000 MISRA İLE OKUMAK İSTER MİSİNİZ?
www.edebiyatdefteri.com/siir/177852/millet-i-sâdika’nin-vatana-ihaneti..html - 185k -
HABER İÇİN RESİM AŞAĞIDAKİ SİTEDEDİR.
http://milletisadikavehocalikat.blogcu.comEğer yukarıdaki ilişimler çalışmıyorsa, İnternet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.
MİLLET-İ SÂDIKA’NIN VATANA İHANETİ…
VE
HOCALI KATLİAMI! ..Alçaklık... Ayaklanma… Bölücülük... Canilik...
Casusluk… Cinayet… Çanağa Pisleme... Dehşet… Döneklik... Düşmanla İşbirliği… Hainlik... Hıyanet... Irza Geçme... İstismar… İsyan… İşkence… Kahpelik... Katliam… Kışkırtma… Kıyım… Öldürme... Pusu… Sabotaj… Saldırganlık… Soykırım... Şerefsizlik... Tahribat… Tahrik… Vahşet... Vefasızlık… Zulüm…Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak 'Millet-i Sadıka'nın Vatana İhaneti ve Hocalı Katliamı' isimli şiir kitabına destek olacak belediye başkanları ve işadamlarından ilgi ve destek bekliyor.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’ Ermeni İhanetini 3000 mısra ile anlattım.1015 yılından 21.yüzyıla kadar Türklerle münasebetlerini 7+7=14’ lü hece ölçüsüyle şiirleştirdim. Bu şiir kitabım çok farklı bir şiir kitabıdır.İlk defa böyle bir şiir kitabı yazılmıştır. Bu uzun şiirimi 3 haftada bitirdim. Bunun çocuklar ve gençler tarafından özellikle okunmasını ve Türkiye’deki bütün kütüphanelerde okuyucuların bilgisine sunulmasını istiyorum.Böylelikle okuyanların şiire karşı bir ilgileri olacaktır.Geçmişlerini de öğrenmiş olacaklardır. Bütün olayları en ince ayrıntısına kadar tarih sırasına göre anlattım.
Ermeniler, tarih boyunca başka devletlerin yönetimi altında kalmışlar ve bağlı oldukları devletlerin himayesinde bulunmuşlardır. Onlarla ilk tanışmamız 1015-1020 yılları arasında olmuştur. Hepsini Bizans'ın zulüm idaresinden kurtaran ve onlara insanca yaşama hakkını veren, Selçuklu Türkleri olmuştur. Ermeni’nin yerine-yüzyıllar 'Hayk' sözcüğü kullanılmıştır. Köle bir toplumdular. Osmanlı Devletinde 600 sene özgürce yaşamışlardır.Kendi kiliseleri vardı. Hepsi Hıristiyan’dılar. Dilleri, dinlerine hiçbir zaman müdahale olmadı. Osmanlı ile uyum içerisinde yaşadıkları için “Millet-i Sadıka” ismi verilmiştir. Yönetim kadrosunda tercümanlık, danışmanlık ve bakanlık bile verilmiştir. İçlerinden müzisyen, edebiyatçı, bürokrat, tıp adamları çıktı. Kuyumculuk, doktorluk, yapı ustalığında uzman kişi olmuşlardır.
Fatih döneminde ise, Ermenilere din ve vicdan hürriyeti en üst düzeyde verilmiş, Ermeni cemaati için dini ve sosyal faaliyetlerini yönetmek üzere Ermeni Patrikliği kurulmuştur. Osmanlı idaresinde Ermeniler dini görevlerini tam bir hürriyet içinde yerine getirirlerken, kendi din adamlarını da yine kendilerinin tayin etmelerine izin verilmiştir.Aynı şekilde Anadolu’nun Türk idaresine girmesinden sonra burada yaşayan Ermeniler, kendi dillerini de tam bir serbestlikle konuşmaya devam ettiler. Osmanlı yönetimi, diğer cemaatlere uyguladığı politikayı onlara da uygulayarak Ermenice’yi ve Ermeni adlarının kullanılmasını serbest bıraktı. Türk matbaasının kurulmasından 160 yıl kadar önce Venedikte matbaacılık eğitimi görmüş olan Sivaslı Apkar adındaki bir papaza 1567de İstanbulda bir Ermeni matbaası açması için izin verildi. İstanbuldan başka İzmir (1759) , Van (1859) , Muş (1869) , Sivas (1871) gibi taşra şehirlerinde de yeni Ermeni matbaaları faaliyete geçmiştir. 1908de bütün ülkede Ermeni matbaası sayısı 38e ulaşmıştır. Nitekim 1910 yılında İstanbulda Ermenice 5 gazete ve 7 dergi çıkarılmaktaydı.Osmanlı idaresinde Ermeniler, Türk insanının hoşgörüsünden de yararlanarak, adeta altın çağlarını yaşamışlardır. Askerlikten ve kısmen de vergiden muaf tutulan Ermeniler, ticaret, zanaat ve tarım ile idari mekanizmalarda önemli görevlere yükselme fırsatını elde etmişlerdir. 19. yüzyılın son çeyreğine kadar Osmanlıların bir Ermeni sorunu olmadığı gibi, Ermeni halkının da Türk yöneticileriyle halledemedikleri bir mesele mevcut değildir.
Osmanlı Devleti zayıflamaya başlayıp, misyoner okulları kurulup, hemen her konuda Avrupa'nın müdahalesine maruz kalınca, Türk-Ermeni ilişkilerinde de bir bozulma devri başlamıştır.İngilizler, Fransızlar ve Ruslar Osmanlı Devletini bölerek, bölgesel çıkarlarına ulaşabilmek için, Ermenileri Türk toplumundan koparmayı hedeflemişlerdir. Özellikle 'ıslahat' adı altında bir yandan Osmanlı Devletinin iç işlerine karışırken, bir yandan da Ermenileri Osmanlı yönetimine karşı teşkilatlandırmışlardır. Böylece ülke içinde ve dışında teşkilatlanan ve silahlanan Ermeni komiteleri ile Ermeni kiliselerinin kışkırtıcı faaliyetleri sonucunda, Ermeni toplumu yavaş yavaş Türklerden uzaklaşmaya başlamıştır.Türklerin iyi tutumuna karşın, yabancı devletlerle işbirliğine girmek suretiyle Türklerle mücadeleye başlayan Ermeniler, Batının desteğini alabilmek için kendilerini 'ezilen bir toplum' olarak göstermeye ve 'Anadolu üzerindeki egemenlik haklarını Türklerin gasp ettiği' iddiasını dile getirmeye başlamışlardır.
Islahat Fermanı ile Müslümanlar ve Gayr-i Müslimler hukuk önünde eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden Ermeniler, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Rusya'dan, 'işgal ettiği Doğu Anadolu topraklarından çekilmemesini, bölgeye özerklik verilmesini veya Ermeniler lehine ıslahat yapılmasını' istemişlerdir. Ermenilerin bu talebi, Rusya tarafından kısmen kabullenilmiş, Osmanlı-Rus Savaşının ardından imzalanan Yeşilköy, eski adıyla Ayastefanos Anlaşması ve daha sonraki Berlin Anlaşmasıyla Ermeni sorunu uluslar arası bir boyuta taşınmıştır. Böylece, Türkiye’yi bölmek isteyen yabancı güçler, Türk-Ermeni ilişkilerine müdahale etmeye başlamışlardır. İngiltere ve Rusya tarafından tarih sahnesine sunulan Ermeni meselesi, aslında emperyalizmin Osmanlı Devletini yıkma ve paylaşma politikasının bir uzantısıdır. Sözde Ermeni soykırımı iddiaları ve yalanları da işte bu politikanın propaganda ürünüdür.
Hocalı Katliamı Karabağ Savaşı sırasında 25 Şubat 1992 ve tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kentinde Azeri sivillerin, Ermeniler tarafından katliamı olayıdır. Azeri kaynaklarının ve Memorial, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi bazı uluslararası insan hakları kuruluşlarının bildirdiklerine göre katliam, Rus 366. Motorize Piyade Alayı'nın desteğindeki Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından gerçekleştirilmiştir.İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana cereyan eden en kapsamlı sivil kırımı olarak nitelendirmiştir. Saldırıda ölenler hakkında Azerbaycan resmî kaynaklarının bildirdiği rakam 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 kişi olmakla birlikte katledilen toplam Azeri sayısının bin 300 kişi olduğu tahmin ediliyor.
Katliamın ardından Azerbaycan, Hankendi'ndeki 366. Motorize Piyade Alayı'nın saldırıya katıldığını açıkladı. Çünkü saldırıda gelişmiş konvansiyonel silahlar kullanılmıştı. Bunlar değil bölgedeki yerel gruplarda, yeni oluşmaya başlayan Azerbaycan ve Ermenistan ordularında bile yoktu. Rus tarafının tersini söylemesine karşın alaydan firar eden üç Rus askeri 3 Mart 1992'de düzenledikleri basın toplantısında, Hıristiyan Ermeniler yanında Müslüman Azerbaycanlılara karşı savaşmalarının istendiğini itiraf etmiştir.Hocalı’ da yaptıkları vahşeti, insanım diyenler yapmaz. İhanetin büyüklüğü hiçbir zaman bağışlanmaz…Ermenilerin bu kadar yaygara kopartmaları, kendi ihanetlerinin duyulmaması içindir. Onlar bu vatanın ekmeğini yediler, suyunu içtiler, havasını teneffüs etmişlerdir. Bunun yanı sıra yaptıkları en büyük olay, Türk Milletini arkadan hançerleyerek, ihanet etmeleridir. Şerefsizlikleri ve ölüm kusmaları kolay kolay bağışlanmaz ve unutulmaz.
’Bir şiir kitabını kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek… Büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra şiir kitabının okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücün yerinde değilse, beklemek mecburiyetindesin. Benim durumumda olan binlerce kişi bulunmaktadır. Eğer gücünüz yerindeyse, şiiri seviyorsanız, reklâmınızı yaptırmak istiyorsanız bize ulaşınız. Destek olacakların şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında, renkli olarak tanıtımı olacaktır. Faturası kesilerek, kendinizi, şirketlerinizin tanıtımını ve yaptığınız çalışmaları kamuoyuna istediğiniz şekilde duyurabilirsiniz. Milli kültüre destek olacak iş adamlarımız ve belediye başkanlarımızdan destek bekliyorum’ dedi.
Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak Kimdir?
Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteciyim. Üç tanesi çıkan 50 şiir kitabım, 50 tanesi noter onaylı 400 tane de alternatif reklâm senaryom bulunmaktadır. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif reklâm senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. Ben,1 Aralık 2000 de,44 yaşında gördüğü gerçek rüya reklâm senaryosunu notere onaylatan ve bu tarihten sonra da rüyalarında reklâm senaryoları gören dünyadaki ilk ve tek kişiyim.5 Aralıkla, 12 Aralık 2000 tarihleri arasında ulusal televizyon ve gazeteler beni dünya ve Türkiye’ye flaş haber olarak duyurdular.Coca Cola benden beş sene sonra noter onaylı gerçek rüya reklâm senaryomu dünya ve Türkiye’deki ulusal kanalların reklâm kuşaklarında aynen oynatmıştır. Coca Cola ile mahkememiz şu anda devam etmektedir.Samsun yerel mahkemeyi kaybetmiştim. Yargıtay’a itiraz ettik.Samsun Yerel Mahkemesinin verdiği kararı Yargıtay bozdu.Dava yakında Samsun’da tekrar başlıyor.Dünya ve Türkiye,üyesi olduğum 500 forum sitesinde bu haberim duyurulacaktır. En az 8 şirket 3 tane rüya reklâm senaryomu başka ürün adına ulusal televizyonlarda yayınladı.Google’ ye Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya, Blogcu Hasan Sancak ya da Rüyalarımı Çaldılar diye yazarsanız,onlarca haberimle ve yüzlerce sayfamla karşılaşırsınız.
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
TEL: 0362–621 27 79
0506–2730465 (Öğretmen Hattı)E-mail: noteronayliruya55@yahoo.com.tr
Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11
55800-ALAÇAM-SAMSUN
Toplam 1 mesaj bulundu
BİLİRKİŞİ İşini Bilirkişi Olmamalı. REKLÂM YA ...
Hasan Sancak
07.05.2012 - 12:26BİLİRKİŞİLER İÇİN ŞOK SUÇLAMA!..
“Sayın yargıcım, sayın savcım bana bir emrin var mı diyenler, davaların taraflarını mağdur edenler var...”
BAHRİ KARATAŞ İzmir DHA
İzmir Yeminli Adli Bilirkişiler Derneği Onursal Başkanı İzzet Şahin, çarpıcı konuştu. Şahin, bilirkişilerin etiğe aykırı çalı ...
BİLİRKİŞİ İşini Bilirkişi Olmamalı. REKLÂM YA ...
Hasan Sancak
26.04.2012 - 14:08Bilirkişi İşini Bilirkişi Olmamalı. Reklâm Yazarı Şair Hasan Sancak
COCA COLA RÜYA REKLAM FİLMİNİN KONUSU:
Bir kişi ilk kardeden itibaren rüya görmektedir.
Bir kanepeye oturmuş,başını arka tarafa yaslamış,ayaklarını da öne doğru uzatmıştır. Yanında da bir arkadaşı vardır. Bir koltuğa te ...
Skandal Bilirkişi Raporunu İhbar Ediyorum!
Hasan Sancak
26.04.2012 - 14:07Bilirkişi İşini Bilirkişi Olmamalı. Reklâm Yazarı Şair Hasan Sancak
COCA COLA RÜYA REKLAM FİLMİNİN KONUSU:
Bir kişi ilk kardeden itibaren rüya görmektedir.
Bir kanepeye oturmuş,başını arka tarafa yaslamış,ayaklarını da öne doğru uzatmıştır. Yanında da bir arkadaşı vardır. Bir koltuğa te ...
Toplam 7 mesaj bulundu