-izmir'in dağlarında yine çiçekler açar
kuyulardan su çeker bozbulanık kadınlar...-
kurak iklimlerde denizden uzak
yaldızlı gecelere su serperdi
Vur kadehi, aksın yine bir nefes mey, şiirin en dibine
Savur kelimeleri, yansın yine dilin, sarhoş ol bu gece
Savrul git kelimelerin en gizemli seyrinde
Yak ateşi, savur külleri, kızıl bir nehrin gölgesinde
kanat vuruyor yine düş gezgini serçeler
sebebimsin, dağlama yüreğimi
ayrılığın şarkısı düşsün artık dilinden
vuslat gurbetin kadim dostu
üşüme
al şiirlerim senin olsun
Ölüm çelik, ben çomak
Ölüm tren, ben fren
Ölüm ayna, ben kavak
Ölüm ayna, son durak...
'Aynalıkavak'ta son tango...' Çobanyıldızına...
Hüzzam bir şarkı adın dudaklarımda... diye başlayan fasit aşk cümleciklerine kurban etmeyeceğim seni. Adın kulaklarımda en soğuk rüzgarların iniltisini bile bastırıyor. Aşk nedir ey yâr? Ya vuslat? Ya kavuşmanın verdiği o rahatlık? Haydi artık patlayacaksa patlasın şu bomba, bu beklemeler canımı sıkıyor...
Seveceksen eğer insanı
Yüreğin bu kadar geniş ve
Bu kadar merhametli isen
Tut ellerimden
-Hatice İkbâl'e...
gözlerin ihtiyar mezar taşları
adın merhamet
gözlerin içimin çağıldayan ırmakları
adın merhamet
Kaç deprem yerinde sabahladı gözlerim
Kelimelerim
Kaç karanlık gecenin şahidi
Yersiz ve yurtsuz
Bir sokak lambasının
Altında
-yılanlar da baharı bekler-
mevsim
yaz alacası bahar zamanı
her sabah gün doğumuyla yollara dökülen
ayağında eski ayakkabıları
...sonbahar...
-biz bu sonbaharda buluşacaktık
bahar geldi geçti sen gelmez oldun... -
-Azeri türkü-



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!