06 Ekim 1969- Ankara
  Nerdeyim? 
Hangi dönemecindeyim yolun…
Yitik göklerin, bitik denizlerinde mi?
Mecnun’dan kalma ıssız çöllerinde mi?
Bir varmışım,bir yokmuşum…
Kim tutuşturdu, bu yanan çırayı?
Çala kalem gerçekler içinde, düş kırıklıkları…
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Vecdi kardeşim yine çok başarılı bir çalışma okudum. Olumsuz eleştrilere kulak asma diyemem,
çünkü aralarında sevgili edebiyat ve Türk'çe öğretmenleri var. Hatta bu işin uzmanı birkaç arkadaşımız var. Ben onları çok önemsiyorum. Olumsuz eleştrileri bir sen almıyorsun banada zaman zaman geliyor böyle eleştriler. Neyse sevgili kardeşim ben bu tür şiirleri çok beğenirim. Sen de hakkını vermişsin. TEBRİKLER
SEVGİLİ DOSTUM EN GÜZEL ELEŞTİRİ KENDİ KENDİNİ ELEŞTİRİDİR.. AMMA TARAFSIZ ... ŞİİRİN SESDİ ÇOK ÖNEMLİ.. OKU ŞİİRİNİ BİR KAÇ DEFA KENDİN Bİ DİNLE .. SES UYUMUNU VE ŞİİRE VEREBİLDİĞİN GİZLİ KAFİYEYİ Bİ YOKLA SANIRIM DAHA İYİ OLACAKTIR.. ŞİİRDE DUYGU ŞART TABİ BENCE.. ŞİİRİNİ VE EMEĞİNİ KUTLARIM DEĞERLİ KARDEŞİM ELLERİN DERT GÖRMESİN YÜREĞİN ÜŞÜMESİN
SELAM VE SAYGILARIMLA..ESEN KAL.
Güzel ve anlamlı şiir,şirlerde olumlu eleştiriler güç verdiği gibi,yerinde yapılan ve yapıcı olumsuz eleştirilerde daha güzüeli ve doğruyu bulmamıza yardımcı oluyor,tam puanımla kutlarım,tebrikler
Güzel ve duyarlı bu şiire emek veren yüreği ve bileği kutlarım dost yürek, kutlarım. Sevgilerimle esen kalın! (10on)
MÜKEMMEL DİZELER.ŞİİR BU DEDİRTTİRİYOR...YAPICI YORUM VE ELEŞTİRİLERE EYVALLAH AMA HER DENENE DEĞİL BENCE.KUTLUYORUM..TAM PUAN VE DE SAYGILAR,SEVGİLER..................HŞT
Bir varmışım,bir yokmuşum…
Kim tutuşturdu, bu yanan çırayı?
Çala kalem gerçekler içinde, düş kırıklıkları…
Katrana bulanan hayaller içinde, kirli oyunlar…
Alacakaranlıkta martıların çığlıkları…
Soyunuk boşlukta raks eden kara bulutlar…
Uzun gecelerde uyuz köpek sesleri…
güzel bir şiir yüreğinize sağlık. içinizdeki duyguların sesi olmaya devam... şiir yazıldıkça güzelleşir,güzelleştikçe yüreklerdeki kapalı kapıları açar. yazdıkça şiir şiir olur gönüllerde. kutlarım şiir yüreğini
Eleştiriler iyi şiirlerde yer bulur kötü şiirlerde olduğu kadar .
Bakışlar ve değerler farklılığındandır bu . Yeterki yapıcı olsun, iyi niyetli olsun ...
Esasında en yapıcı eleştiri şiir yazanın kendisine karşı yaptığı eleştiridir ...
Bunun için de (bence şiirini eklemeden önce) çıkardığı sesi defalarca dinlemesi gerekmektedir ...Ve o sesten tatmin olduktan sonra şiirini paylaşıma açmalıdır ...
Kutluyorum çalışmanızı ..., yüreğinizi ...
Kim tutuşturdu, bu yanan çırayı?
Çala kalem gerçekler içinde, düş kırıklıkları…
Katrana bulanan hayaller içinde, kirli oyunlar…
Alacakaranlıkta martıların çığlıkları…
sanırım dünyadasınız ve fünyanın orta yerinde bir yerlerde kaybolmuş gibisiniz..:)
zaman zaman sormalı insan kendine ben kimim nerdeyim diye... güzel bir şiirdi tebrik ederim..:)
Bu şiir ile ilgili 38 tane yorum bulunmakta