Cenap Şahabettin, 1871 - 1934 yılları arasında yaşamış Servet-i Fünun dönemi şair ve yazarıdır.
1870'te Manastır’da doğdu. Babasının Plevne'de şehit düşmesinden sonra ailesiyle İstanbul'a geldi. İlköğrenimini Tophane'deki Fevziye Mektebi'nde yaptı. Gülhane Askeri Rüşdiyesi 'ni bitirdi. Tıbbiye İdadisi 'nden sonra Askeri Tıbbiye 'den mezun oldu. Hekim yüzbaşı oldu.
Paris’te 4 yıl cilt hastalıkları ihtisası yaptı. Yurda döndükten sonra Mersin, Rodos, Cidde’de karantina hekimliği, sıhhiye müfettişliği yaptı. 1914’te emekliye ayrıldı.
D ...
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş;
Eşini gaib eyleyen bir kuş
gibi kar
Geçen eyyâm-ı nevbahârı arar...
Ey kulûbün sürûd-i şeydâsı,
Ey kebûterlerin neşîdeleri,
Sesin işler gibi bir şûh kanat gamlarıma
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş
Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma.
Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi
Hakiki büyük adamlar
Güzel ağaçlara benzer
Dallarında yuvalar kurulur
Gölgesinde yorgunlar dinlenir
Çiçeklerine sürünenler
Güzel koku alırlar
Bir gonce râz-ı aşkı sarar penbe bir güle
Bir gül bugün nişanlanacak andelîb ile
Güller açınca kendini her kalb-i derbeder
Güller açınca arş-ı hayâlâtı devreder
Bir şüphe-i hissiyye ile dalgalanır dil;
Bir heykel-i gül-rû dikilir kalb üzerinde;
İnsan bütün ahzân ü meserrâta muâdil
Bir tatlı dönüş hisseder âvâre serinde
Her cevf-i hayâtî, sevilen şeyden ibaret
Rüzgar değmez oldu artık yüzüme
Gün ışığı kapıma boş yere gelir;
Kötü bir düş gibi dolar gözüme
Bu toprak bana dağ, size tepedir!
Toprak yukarda, gül, aşağıda yılan!
Elimde kelepçe, gözümde burgu!
Bir civan bir siyâh meşcerenin
En karanlık yerinde yatmıştı;
Başını bir garîb şeb-perenin
Zıll-ı şeb-rengine uzatmıştı.
Nevhalar, giryeler, şikâyetler
Elem-i mâteminden ayrılamam
Mâtemin en azîz hissimdir!
Seni yok unutmam artık ben
Sevdiğim şimdi hicr ü ye’simdir.
Ey gizli kebuterlerin âheste sürûdu
Ey mirvaha-i lâne-i mürgân
Ey bâd-ı hırâmân
Âfâka inince gecenin sütre-i dûdu
Başlarsın ufuktan seyelâna
Bâlîn-i cihâna!
Okuyup tabsıra-i ömrü esefsiz kapadım,
Ebediyyen uyusun toprağın altında adım.
Yatağım gerçi yosun örtülü bir taşlıktır
Yorulan cephem için taşlar ipek yastıktır.
Sargıdır kalbime sevdiklerimin hatırası
Sızlamak artık o şeydanınonulmaz yarası.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!