solmuşsun benzin sararmış yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün öyle bükük bakma bana
çam kolonyası getirdim sana kentli dağlıların haklı sevdasını bolu ormanlarından çarpan bir koku sanki köroğlunun ter kokusu aman kokusu, billah kokusu canlarım, canım benim
üzme kendini bu kadar sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var bak yeryüzü ne kadar geniş ne kadar dar
Dur akıtma gönlüm yaşını gözünden öpecek bir yer bırak oy bana en yakın bana en uzak sevgili yar Hasretine vur beni
Giyecek çamaşır getirdim sana adettir diye değil, sevdim diyedir bağışla, eski biraz bedenim uygundur diye bedenine elimle yıkadım, ütüledim elma ağacında kuruttum
Günler sarmal bir yay gibi bunu unutma Bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir bunu unutma Seni ben her yerinden öperim bunu unutma
kadere inansaydım sana inanırdım Düşürmem sigaramın ucundaki külü ben
öyle kırık bakma bana Caddeler nasıl da genişliyor sana bunu söyleyecektim Bileyli bir makas vardı yanımda sana bunu söyleyecektim Hadi kes büyüyen tırnaklarındaki kiri sana bunu... Oyy nasıl söyleyebilirim deliren sevdamızın kısrak huyunu
Elimi tut tuttururlar, o kadarına izin verirler kahreden bir ayrılığın çılgınlığı değil bu Bir isyanın kelepçeleşmiş resmidir parmaklarımız
HOŞBULDUK MUHDEREMLER
çay işini bıraktım
parmak arası terlik aldım kendime
bir ege kasabasına yerleştim
ülkücü kayınçomdan haber alamıyorum sadece
canımı o sıkıyor bu günlerde
ben geldim MUHDEREMLER
solmuşsun
benzin sararmış
yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün
öyle bükük bakma bana
çam kolonyası getirdim sana
kentli dağlıların haklı sevdasını
bolu ormanlarından çarpan bir koku
sanki köroğlunun ter kokusu
aman kokusu, billah kokusu
canlarım, canım benim
üzme kendini bu kadar
sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var
bak yeryüzü ne kadar geniş
ne kadar dar
Dur
akıtma gönlüm yaşını
gözünden öpecek bir yer bırak
oy bana en yakın
bana en uzak
sevgili yar
Hasretine vur beni
Giyecek çamaşır getirdim sana
adettir diye değil, sevdim diyedir
bağışla, eski biraz
bedenim uygundur diye bedenine
elimle yıkadım, ütüledim
elma ağacında kuruttum
Günler sarmal bir yay gibi
bunu unutma
Bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir
bunu unutma
Seni ben her yerinden öperim
bunu unutma
kadere inansaydım
sana inanırdım
Düşürmem sigaramın ucundaki külü ben
öyle kırık bakma bana
Caddeler nasıl da genişliyor
sana bunu söyleyecektim
Bileyli bir makas vardı yanımda
sana bunu söyleyecektim
Hadi kes büyüyen tırnaklarındaki kiri
sana bunu...
Oyy nasıl söyleyebilirim
deliren sevdamızın kısrak huyunu
Elimi tut
tuttururlar, o kadarına izin verirler
kahreden bir ayrılığın çılgınlığı değil bu
Bir isyanın kelepçeleşmiş resmidir parmaklarımız
_______
günaydın muhderemler
ne zaman geldin sen muhderem yaa
sana da günaydın
eyvah eyvah eyvah dediğinizi duyar gibiyim
işallah ordan suriyeye geçer
fatih çay ocağını sattım
urlaya yerleştim
çay ocağından gelen parayla bir çift parmak arası terlik
şort ve havlu alabildim muhderemler
bi daha çay ocağı açanın allah belasını versin
istifa ettim çay işlerinden muhderemler
özneden haber alanlar yazabilir mi arkadaşlar buraya
özne her şey yolunda mı
iyi misin
çay ocağını sattım muhderemler
anladım ki dünya fani