Bir yerde yerin pek önemi yok su varsa ve akıyorsa her zaman yolunu bulur. Bulduğu yolu sahiplenir. Hemde ne sahiplenme
yolunu değiştirselerde oraya betonları demirleri çaksalarda su zamanı geldiğinde o engelleri yıkar ve kendi bildiğini okuyarak o man kafalılara işgalcilere atın çiftesi nasıl atılırmış gösterir.
İnsanlar yeryüzünün en işgalci canavarlarıdır.
Gelenler selamün aleyküm ben de aleyküm selam deyip aĺışveriş bittikten sonra genelde laf olsun diye ne olacak bu havaların haliyle başlayan kanıksanmış cümleye karşılık düzelir her sene aynı oluyor o kişi de ama birader bizim bebeliğimizde diz boyu kar olurdu ben de valla o zaman ne bu kadar betonlaşma vardi ne de
ağaç katliamı. Asfaltlarda uçan mazotlu benzinli dört ve iki tekerlilerde bu kadar çok değildi.
Eski mhpli. Bol bol tvlerde. Cemal Enginyurt.
Serzenişte bulunuyor bir ara. Kimsenin dikkatini çekmez. Burası Türkiye Cumhuriyeti.
Hakimi savcısı polisi halkı avukatı pek soru sormayı sevmez sorarlarsa da başlarına geleceklerini bilirler...
Cemal bey çok konuşuyor. Konuşan bir insan kendisi. Ama dün bir cümle kurdu. Sunucu kadın sormadı öteki konuşmacı sormadı. Halk zaten uyuyor halk da sormadı. Bende o tvye bağlanamadım...
yanlış kulvarda yürüdüğümü düşünüyorum bazen
boyumu aşan saatler dakikalar ve anlık konuşmalar görüntüler...
yanılgılarımda güzel
arada bir korksamda
dört duvar iki duvar ya da sorgular
günahlar ve suçlar
oruç tutmam namaz kılmam
Allah beni bilir ben de Allah' ı bilirim
bir huyum var yalan söylemem
kul hakkı yemem haram girmez mideme
bir huyum daha var
evdeki bayat ekmeğe ihanet etmem
Sıcağın alnına kondu
kanını sindirmeye
kara sınek...
iki karış sokakta yürürken
sordu eteğini apış arasına sokan kadın
taşa dönüştüm artık
bir taş ruhsuz olur
üstelik sert
bu nedenle kutlayın
ya da kutsayın ruhlu insanlar
taşa dönüşümümü...
kıyamet gibi akan trafiğe kurban gitti
süpermen olmak damarlarımda yılgın bir özlemdi oysa...
yetişemedim tekire
teker fırtınaya kapılmış bir kürdan gibi çevirdi onu
yankılandı çığlığım sosyete apartmanlarının
kapitalist işyerlerinin duvarlarında
Hayvanlarında sinirli tarafları vardır ve yaşamları aynı insanlar gibi pamuk ipliğine bağlıdır...
Arabada gezen el bebek bakılan hayvanlar şanslı. Ama ya sokaklarda caddelerde kasap dükkanlarının önünde son zamanlarda marketlerde...bir lokma kemik bir parça ekmek için hatta birileri bizi sevse de beslese de evine götürse de diye temizlenip umutla bekleşenlere ne demeli?
A 101e uğradım. Su kahve ve kek aldım. Kasaya yayılmış erkek tekir
her zamanki gibi uykuyla uyanıklık arasında. Uzandım. Biraz başını
Öteki şubelerde çalışan adamlara bakınca kendimi motorlu kâğıt, pilastik toplayıcılarına benzetiyorum.
Bu adamları ne zaman görsem sosyeteden çıkmış süslü-püslü hatta parlak kimselere benzetirim. Tertemizdirler. Benim gibi ter tütün ucuz kolonya kokmazlar.
Bütçe meselesi demek ki. Saçlarımı kesen
bay Durmuş her zaman zam yapmaz. Garibancıdır. 25 tl. Bu adamlar vitrinlerde konu mankenidirler. Hele tırnakları hele çatlamamış besili derileri...
Göbek atacak halimiz yok abla
Sevişecek de
Yorgunuz abla
Ayaktayız bir aydır
Ne hastslık biter ne soygun ne de sömürü
Yani abla dikkat et
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!