Uyandın.
Bir kaya parçası irkildi
Güneş dokunduğunda sırtına
Bir zürafa yaladı göğü
Çıkınsız düştün
Aç adımların yürudüğü yola
bazen aklım almaz bir oyunun içinde oynanan taraf olduğumu duyumsuyorum.
bilemezsiniz içimdeki sancıyı acıyı ve öfkeyi.
İnsan keskin bir balta olsaydım keşke der mi?
bir sürü işe yarar. boyun kırar  başı enseden ayırır kışlık odunları sonbahar geçmeden hazırlar istifler neden öfke hallaç pamuğu gibi yumuşasın gece güne dönerken başını yastığa koysun mis gibi karabasansız bir uyku uyusun
insanların rayakarlığını düşünmeden neşeyle ayağa kalksın...
böyle olmalıydı ölüler
ve mezarlar
sevmeliydiler
ve karanlığın sessizliği
sevdiğini bilmeliydiler
Rusya da Çernobil Nüklüer santraĺı patladığında
Karadenizimiz ve yaş çay ürünlerimiz de bayağı etkilenmişti. Hala da devam ediyordur. Kanser vakalarında çok insan öldü.
Doğumlarda çocuklar eksik doğdu Karadenizli değerli türkücü Kazım Koyuncu da vardı...
O yıllarda devlet yetkillileri bizim çay etkilenmedi dediler hatta bakın ben içiyorum dedi biri ama onlardan ölen olmadı. Kanser vakkaları zaman geçtikçe de arttı...Genel olarak genel anlamda halka dayadılar çayları...
Gözlerinde görüyorum bir hayvan olduğunu
Pençe kadar tehlikeli
Biliyorum okuyor beni
Kadife pantolonlu deri ceketli
Gülümser sahibine...
Sabah
En uzak bölgeme doğru giderken eski apartmanın bahçesinin yerinde yeller esse iyi
o yemyeşil bahçe kurumuş çorak toprağa dönmüş. Üstelik kazlarda yok. Domates fideleri kabak salatalık biber...tüm bunların hiç biri yok.
Bu bahçeye emek veren yaşlı kadın ve beyi de bu sabah pencere kenarında değiller.
biriktirdiklerimin kasasını açtım
bir gece gizli-kapaklı terk etmezden önce
mektuplarımdaki kendimi
sen olan kendimi
son trenin en son vagonunda
ve en arka koltuğunda
hey
sen
evet perdenin ve karanlık dağın ardındaki
iyileşmeyen urum yaram kavgam
boş bir binanın uğultusu var içimde
yalnızlığımı okşayan
Her sabah fabrika ayarlarımı tazeler
kendimi resetledikten sonra kanlı canlı düşerim yola. Benim için dün dünde kalmıştır ve yeni bir gün başlamıştır artık.
Ama....
Sabah kalanları çalışanlardan almak için işe yeni alınan kadınlarla
Vesselam acayip tutarsızlıklarımız var.
Misal...
Derya hanım yeni emekli oldu. Yanımızda tuhafiye. Kapısı kapalı.
Kapı da bir not. 12 ağustosa kadar kapalıyız.





Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!