Necmi Dayan Şiirleri - Şair Necmi Dayan

batının tenezzül etmediği her türlü sebzenin meyvanın etin tarihini sormaz sıra yumurtaya geldi mi son kullanma tarihini sorar insanımız.

götü boklu rusya domatesi biberi halka zararlı diye gümrükten bile sokmaz onların halkını putin korur rus bakanı korur bizim halkı kim koruyacak geri dönen domatesten biberden.
Var mı bizde taşşaklı bakanlar vekiller?
tam aksine çıkarlar ve derler ki söylenti hepsi
ispanyadan aldığımız etlerde bir sakınca yok diye.

Sol tarafı tekel bayi kapattı. Sağ tarafsa tuhafiyeci yüzsüz kadın eşortmanlarla.çulla çaputla hatta çöplükten topladığı eksik kırık mankenlerle kapattı. Şube bu bencillerin saygısız görgüsüz hirtların ortasında kalďı.

Ortada kalan esnaf gebersin iş yapmasın mantığı olunca kafa yapıları böyle olunca
benim bu ikisine dümdüz gitmekten başka yapacak bir şeyim yok.

Eee normal. 23 yıldır çağı yakaladık uçuyoruz diyen iktidarın eseridir geldiğimiz nokta.

biraz neruda okudum
saat sabahın dördüydü
yılın ilk karı yağdığında
fırlattılar bitli battaniyeleri

osman güldü

ölüm uykusuna doğru uzanıyor kalbim
yorgun geçen zamanların ortasından
bana baktığını görüyorum senin
denize kırmızı giydirilmiş elbiseyle
öyle

ne olursa olsun düşüncesine kapılırsa panter ve çamur renkli su kenarına yaklaşırsa
büyülenirsin avcıyken av olan timsaha
acırsın panter gırtlağına yapıştığında

ne yapıyorum
böyle suskun ıslanan dalları silkinip duran serçeleri izlerken

yıldızlarında bir günahı yoktu
barışmadı yıldızlarımız
hazırdı dınamit lokumlarımız
sadece fitillerine bir kıvılcımı
yeterdi aşk denen her neyse
çakacaktık

gözlüklerimle bakınca bulutlara
işgal küvvetlerini görüyorum
kuşatılmışlık duygusu
ya da yuvası talan edilmiş
karganın korkusu
beklemek tanımsızlaşıyor

aksiyonsuzum bu sıralar
sararmış otlar arasında bir kayanın gölgesine sığındım
kıvrıldım bir yılan gibi
dağın başında ve dibimden kim geçerse geçsin
ısırmamaya yemin ettim bu gün

Keskin sirke küpüne zarar verir sözü doğru...

Perşembe günü sabah bir yakınıma şaka yapayım dedim olmadı. Yanlış anladı. Ters bir yanıt verince telefonu kapattım. Sonra da kendime çok kızdım. Şaka kaka bir şaka değildi. Bebek kakasından daha temiz kokuyordu aslında ama
demek ki yakınında olsa şaka yapmayacaksın dedim ve o sinirle telefonu masaya vurunca...

Ekran yarısı karanlık yarısı aydınlık bana bakıp duruyor. Belki düzelir diye eski televizyonların radyoların çekmedikleri zaman sağına soluna vururduk ya nasıl olsa kopan bir tel ya da bir aksaklık varsa birleşir çalışmaya başlardı ama telefon öyle olmadı elbette.

daldakine daldım dar ve taş sokaktaki
güneş unutmuş ay ve yıldızlarda
ve gece yok sabah yok
sadece alaca bir mavi buzdan soğuk
daldakine daldım bir top gibi
kabaran tomurcuğa