Dağların üstünden, aşıp da geçsem
Uzun, ince giden, YOLLAR küsecek
Hiç selâm vermeden, koşup da geçsem
Yemyeşil ağaçlar, DALLAR küsecek…
Buncasına rağmen, bizi yeğleyen
Selâm muhabbetin, temel harcıdır
Selâm yıldızların, yüksek burcudur
Aleyküm selâmsa, kulun borcudur
Bizden selâm olsun, bütün canlara.
Kapımız açıktır; düşmana, dosta
Vefayı yükledim, umutsuz göçe
İhanet bayrağı, sallandı durdu
Hiçbir iyiliği, saymadım hiçe
Millet fırsat bildi, çullandı durdu.
Bizde de; kaş altı, bir çift göz iken
Çarıklı genaraller, beş bin yıldır nöbette
“Devlet Ebet Müebbet”, hep ayakta duracak
Ecelle nikah kıymış, ezelde ve ebette
Türk denilen bu millet, ne devletler kuracak.
Öldü derken dirildi, volkan gibi patladı
İnce bir sızıdır, ruhumu sardı
Teklifsiz, davetsiz, içime daldı
Toplanayım derken, ikiye yardı
Çaresi olmayan, dertlere saldı.
Sol yanımdan vurdu, yedi, bitirdi
Herkes bir kazancın peşinde gider
Ay başın dört gözle izler memurum.
Paralar her ayın beşinde biter
Kalan yir’m beş günde sızlar, memurum.
Gelecek kaygısı yoktur, dilemez
Yardan mektup aldım, bu sabah erken
Şaşırdım vallahi, olamaz dedim!
Cep telefonu, Faks, Me Se Ne varken
Postacı kapımı çalamaz dedim? ! ...
Köprüden su değil, geçti ırmaklar
Sevdiğim güzelin, elinden tuttum
Uzattı dudağın, “bal”, dedi bana
Gölde balık gibi, zokayı yuttum
Ne olur, birkaç gün,”kal”, dedi bana.
Ceplerim doluydu, kabarık cüzdan
Özü çürük, dışı kabuk
Atlattığı, abuk- sabuk
Hayrı ağır, şerri çabuk
Gahbe mi yok, memlekette?
Ardın sıra kuyu kazar
Görmeden, duymadan, sevmişim seni
Kalbimin sesine, dayanamadım
Hayalimde sundun, tatlı buseni
Uykulara yattım, uyanamadım.
Geceler boyunca, rüyamda gördüm
Söz konusu edilen bir kadın olsaydı anlayan beri gelsin derdim. Valla hocam bu davranışlar bir erkekten zuhur edince dilim tutuldu.
Yüreğiniz dert görmesin efendim. Harika bir hece şiiri okuttunuz.