Zordur; köyden kente göçüp, yaşamak
Namuslu gidersin, orda azarsın
Bekâra kolaydır, karı boşamak
Kendi çukurunu, kendin kazarsın.
Çalış- çalış, çalış, hepsi bir karış
Kendimi adadım, hece dalına
Ne kadar yazsam da, bıkamıyorum
Bir mıhına vurdum, bir de nalına
Ezbere sallayıp, sıkamıyorum.
Bilgi olsun diye, taşlama yazdım
Gönül ocağıma, bir odun attım
Korlaştı yüreğim, yandıkça yandı
Sevda denizinin, dibine battım
Katresinde bile, yundukça yundu.
Yağan her rahmeti, bereket gördüm
Canına can katan, ilaç olsam da
Israr etme dostum, gelemem gayrı
Susuzluktan ölsem, dipten solsam da
Aksa da göz yaşım, silemem gayrı.
Gizli sırlarının, kasası bende
Susmayı denedim, olmadı canım
Üçü beşe koydum, almadı canım
Doldurayım dedim, dolmadı canım
Bütünü eksiğe, daldırma emi? .
Bilmem ki ne idi, benimle kastın
Sıladan dön diye, haber salmışsın
İşim bitmedi ki, nasıl geleyim?
Boşanırım diye, karar almışsın
Sen iste yeter ki, öl de öleyim.
Çoluk çocuğumu, özledim ben de
Onu ilk görünce, kaynadı canım
Halden dertten sora, “Adın ne! ” dedim?
“ Ya sen! ” dedi bana, oldukça hanım?
“Türlü derde deva… Sultan bu! ” dedim.
Güzellik de lâf mı, sanki periydi
Yüzüne, gözüne, bakmadım senin
Özüne vuruldum, kaynadı kanım
İstesen sakınmam, fedadır canım
Gündüzle, geceyle, vurgunum sana
Senin baharların, bana yaz gelir
Sen içimde böcek misin?
Fır- fır dönen, köçek misin?
Yoksa açan çiçek misin?
Seviyorum gülüm seni.
Tutam ince bellerinden
Öyle mutluyum ki, senin yanında
Dertlerİ kenara, atmış gibiyim
Nikâhla bir ettin; canı, canında
En büyük zevkleri, tatmış gibiyim.
Bıkmadım seninle, sohbet etmeye
Söz konusu edilen bir kadın olsaydı anlayan beri gelsin derdim. Valla hocam bu davranışlar bir erkekten zuhur edince dilim tutuldu.
Yüreğiniz dert görmesin efendim. Harika bir hece şiiri okuttunuz.