Kaç gelin kokladı güllerinizden,
Hangi ermiş öptü ellerinizden,
Fatihlere ana olan sizdiniz;
Fetihler dilendi dillerinizden.
Perdeli gecede kaybolmuş gibi,
Bu mecnunun dili yolu soruyor.
Sorma benliğimi,sorma gönlümü,
Ellerim yordamsız seni  arıyor.
Kumral saçlarına güller takmadan,
Aşk adlı sarayından salınmaz kölen oldum; 
Mum fitilinde tutsak alınmış şulen oldum;
Damla damla erirken bir sevda şamdanında,
Gözlerinde derbeder tükenip ölen oldum.
Yaşandı her nasılsa; tatsız hatıralardan,
Aklında kalanları silmeni diliyorum.
Anılar hatırına, geçerek buralardan,
En tatlı tebessümle gülmeni diliyorum.
*              *                *
Ne izine rastladım ne serabına çölde,
Dün gece,
Sensizliğin,
Kadehlerde buz tuttuğu,
Bir alacakaranlık yalnızlıkta,
Seni yaşadım, yokluğunda;
Seni andım,
Eylül rüzgârları gibi dinginim.
Benim gönlüm gelin havasında.
Her gün batımında,
Yangın yeri olur enginim.
Sen ise deli dalgalar misali,
Taşlara çarpıp yatışmıyorsun.
Mutluyum senelerdir tenimde can olmandan,
Sensiz de yaşanmıyor, gelivermen yetecek.
Tüm korkum sevdandan ve şu aklımı almandan;
Aklıma az mukayyet oluvermen yetecek.
*       *        *
Gâh gülüp, gâh kaş yıkıp naz edip de kaçmandan,
Sazlar neşede değil, sözler ruhumdan uzak,
Sessizlikte küflenmiş keman teli gibiyim.
Gecelerim öksedir, şafaklar bana tuzak,
Sehere şakımayan bülbül dili gibiyim.
* * *
Sıcak bir gün bekledim; sevdam Temmuz çiçeği.
Gün yine salındı dağlar üstüne,
Yüreklere kasvet, hüzün sinecek.
Bürünürken kurtlar kuzu postuna,
Garibin omzuna korku binecek.
*  *   *   *  *
Yağmur tutmaz damı, kurumaz yaşlar,
Davullar yankılanır Balkan’dan Balkan’a.
Döner ipekler içinde,
Döner, kıvrım kıvrım kıvrak kalçaları;
Ve sazlar İskeçe Karşılaması’na.
Nane likörü kokan, çilek tadında dudakları,
Tecritli gözleri umursamaz,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!