Gönlümün doruğunda erimez kar gibisin; 
Yaylalardan semtime akan pınar gibisin;
Öylesine yer ettin kalbimin derininde,
Kökleri yüreğimde ulu çınar gibisin.
Gündelik aşklarla gönlüm kanmadı,
Sevgiye hasretim tende dinmedi.
Bekledim küllenir diye yıllarca,
Her solukta alev aldı,sönmedi
Efkârla söylenen şarkıda yoksun; 
Sazlarda dillenen türküde yoksun;
Tövbemi bozdurdun, fakat nasılsa,
Suyuyla günahkâr rakıda yoksun.
Kalp atışını duydu, bütün gece kollarım; 
Saçlarının gölgesi omuz başıma düştü,
Bir yudum su istedim sönsün diye dillerim,
Boğazımdan aşağı bütün mahzenler taştı.
* * * * *
Mutlu kal ki dört yanı ışıltılar bürüsün; 
Böyle derinlerden gül; gönle haz ol kadınım.
Tüm güzelliğinle bak, gökteki gün erisin;
Aydınlık geleceğe bakan göz ol kadınım.
Her gelişte bir son var; ömür üç adımlık yol;
Yağmur kokusuyla gel; gel ki bahar kıskansın.
Beyaza boya aşkı,“Ak”ını kar kıskansın,
Kıskançlığı yaşasın var olan her ne varsa,
Seni gökte melekler yerde canlar kıskansın
Hilal kaşına bakıp tablolar resmolundu,
Gözlerinden şiirler döküldü mısra mısra,
Hasret girince araya, hazan olup solundu,
Göçmen kuş şimdi gönül, öksüz kaldık bu sıra.
Bir demet kumral saçın şavkına tutsak olma,; 
Güç ol,hükmeden sen ol,başa devlet ol gönül!
Büyüklenme,haddin bil; seviden ırak olma;
Üç dosta değil, ele güne haslet ol gönül!
* * *
Gül,baharda güzel; sen, yoktan mevsim seçmedin,
Senelere uzadı bu anlamsız ayrılık,
Özlüyorum,gecikme,duygular coşmadan gel.
Geçiyor kış günleri,şimdi sabahlar  ılık,
Gezdiğin sofalarda başkası koşmadan gel.
Ya çağrım ulaşmıyor,ya da sen duymuyorsun,
Bir çöl sıcağı gibi yüreğimi kavurup,
Sevdalı başımızdan yaz olup geçiverdin.
Dalımızdan sapsarı, yaprak yaprak savurup,
Kuru gazel estiren güz olup geçiverdin.
*          *         *
Erguvan sarayımda sultanca yer almadan,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!