Diyarbakır, Diyarbakır,
Dicle yanında Diyarbakır,
Yeraltı madeninden dolayı,
Adına derler " Diyar-ı Bakır"
Bizans’a vurdu Çağrı komutan,
Büyük Kağan oldu Tuğrul Sultan,
Boy boy, kol kol biz olduk Müslüman,
Bayraktarlık bize gelsin diye…
Fırat’a verdik Kılıç Arslan’ı,
Düzce, Düzce,
Ormanın içindedir Düzce,
Arkası Bolu Dağı,
Kurulduğu yer düzce...
Edirne, Edirne,
Balkan kapısı Edirne,
Su gibi rakı içilir,
Bu hal, nedir ne? ..
Elaziz, Elaziz,
Elazığ’dır; Elaziz.
Elazığ da bozuluyor,
Çabuk çık gel El Aziz! ..
Yıl 1922’ydi…
Kurban bayramı sabahı,
Günlerin ilkiydi…
Toplandılar selamlaştılar,
Birbirleriyle bayramlaştılar.
Enver,
Türk’üm, öfkeliyim, alnımdan akıyor ter gene,
Kuşatılmışım ben, yine karşımda bir ergene,
Ey Turan Soyu, kalk, cihanın merkezine tekrar kon,
Akın et dört yana, o korkunç dersini ver gene…
Erzincan, Erzincan,
Canlar diyarı Erzincan,
Onlar gibi vatanına,
Her insan versin can! ..
Erzurum, Erzurum,
Doğunun kalesi Erzurum,
Neçe tolumlar geçmiş,
Bir de geçen Arz’Urum...
Eskişehir, Eskişehir,
Porsuk kıyısında Eskişehir.
Yüzü yeni görünse de,
Kendisi tam bir eski şehir...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!