- Türk’ün Duruşu -
Bozkurt’un berk olur pençe vuruşu,
İşte böyle olur Bozkurt duruşu…
Ağır olur kalkışı, oturuşu,
İşte böyle olur Bozkurt duruşu…
“Ben Mezopotamyalıyım” dersin ve “Kuzey Irak”
Aklını başına topla keke*, bu fikri bırak,
Türk’ün dışındaki bütün soylar sana çok yırak,
Sen Boz Türk Soyu’sun keke, Bozkurt’sun ve Bozkürt’sün…
Kafkas’a döner, hem dersin ki “soyum İskit-Saka”
Urartu Kuşu boş kellenizi kekmeden.
Kınık Kartalı başınıza göz dikmeden.
Oğuz Soyu ocağınıza incir dikmeden.
Kurtar başın ey Gurlu! Türk kılıç çekmeden…
Silkin! Kendine gel ey Gur! Boş haltlar yeme.
Burdur, Burdur,
Keçileri otlatan Burdur,
Teke zortlatmasını bir seyredin,
İşte hava, işte oyun budur! ..
Bir çukurda Çamardı*.
Köylü toprağın kardı.
Tarladaki güzelin,
Ateşi beni sardı…
Ne şirindi Çamardı.
Çanakkale, Çanakkale,
Boğazın doğusunda Çanakkale,
Bir kalesi var ki görmeli,
Çupçukur, tam bir çanak kale...
Çorum, Çorum,
Hitit arslanı Çorum,
Bin yıl öncesine gidersen,
Nüfusunun çoğ’Urum...
Yüzümü ilk gördüğünde, sevincinden oynadı.
Sanki çarpılmıştı, çekildi geride toynadı.
Usulca varıp yanına, bir okşamak istedim.
Deli bir tay oldu; kaçtı uzaklara, oynadı…
Başlarda, kaybetti kendini bakmaya doymadı.
Denizli, Denizli,
Horozların zibilliği Denizli,
Denize kıyısı yoktur,
Sanmayın bir yanı denizli...
Kutsaldır davam, kutlu ülküm benim.
Burada bitmez, şarkım, türküm benim.
Ben Yıldırım, Murat*’ın torunuyum.
Olmasa da fark etmez, kürküm benim…
Davamın bir neferi, eriyim ben.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!