Toprak, ateş, sudan, mayamız birdir,
Biz böyle anlamış, böyle bilmişiz.
Dünya hepimizin, havamız birdir,
Biz böyle anlamış, böyle bilmişiz.
Aynı cevherdendir, bedende, canda,
Dünyanın her köşesinde,
Benler ile alâkam var.
Celal Cemal peçesinde,
Senler ile alâkam var.
Kötülükle iyilikle,
Çok sevdiğim yeğenimin eşi, çok sevdiğim Mustafa’nın kızgın yağ kazanının patlamasıyla hayatını kaybedişine yürek sesimden gelenler.
Yirmi yedi nisan iki bin dörtte,
Bizi can evinden, yaktın Mustafa’m.
Günlerden salıydı, zalim gurbette,
Seni sevenleri, yıktın Mustafa’m.
Kavramını kaybetmiş, Allah için ünsiyet,
Doğruya inanmayan, bir tatlı yalan bekler.
Pazarlarda dolaşır, sadakatsiz cinsiyet,
Şehvetlere bürünmüş, satacak alan bekler.
Başkasına aşina, kendisine yabancı,
Ufuklara baka baka,
Ben dağını yarmalıyım.
Sular gibi aka aka,
Deryalara varmalıyım.
Âdem oldum ise şayet,
Özenerek değer verip, bunca insan içinde,
Maşukunun aşığını, seçmesinin adı aşk.
Bir gönülün bir gönüle kozmik dalga gönderip,
Cazibeyle mest eyleyip, çekmesinin adı aşk.
Adaletin azı, cefanın çoğu,
Fesat erbabının işine yarar.
Karanlık vicdanda, ışığın yoğu,
Aydın insanların tümüne zarar.
Her avcı her zaman avını özler,
Önce söze bakın ham mı, pişmiş mi?
Sonrada adama, adam mı diye.
Kadeh mi koklamış, ya da içmiş mi?
Ayık mı, sarhoş mu, yaman mı diye.
Fikriyle zıt ise hal ve harekât,
Bitmeyen kavgası,öfkesi,kini,
Sitemkâr dilini taşa çevirdi.
Melâmet pir’inden öğrendi dini,
Evvel bildiğini başa çevirdi.
Bahtına kahırla isyan ederdi,
Seninle yürüyorum, yalnızlık yollarında,
Yüreğimde sevdan var, Erciyes’ten kocaman.
Kelepçelenmiş gibi, kolların kollarımda,
Durmak bilmiyor dünya, hızla geçiyor zaman,
Sadakatin bağlıyor, zamanı sollarım da.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!