Nedir Yarabbi üstümdeki bu yük?
Kurşun gibi damarlarıma çöken.
Böyle şekilsiz, emsalsiz ve büyük...
Bir mıknatıs gibi kendine çeken!
Hangi kavram açıklar, hangi tarif?
Ne acı Efendim, hadislerin bir köşeye atılmış,
Bilmiyorlar mı ki dünya senin için yaratılmış?
Davetsiz geleceksin gönlüme,
Buyur etmeden gireceksin içeri.
Ayakkabılarını çıkarmadan...
Kimse yer göstermeden
Çıkıp baş köşeye oturacaksın.
Yüksekten bakacaksın herkese,
Sorma başkasına bilmezsin gibi,
Perişan halimin sebebi sensin.
Bu darmadağın ve kara tablonun,
Sen bir numaralı müsebbibisin.
Sürgünse şahsıma adeta her yer,
Genç deme bana adamım şakacıktan,
Konur Sokak'ta kaldı bizim gençliğimiz,
Gün boyu kalabalık kafelerinde,
Güzel kızların uçuşan saçlarında
Ve ağaran silüetinde karlı günlerinde ankaranın.
Dün gördüm bir yerde düğün resmini,
Gözyaşlarım birden bire indiler.
İsminin yanında başka bir ismi,
Görünce beni hiç dinlemediler.
Ne yaptın ey ahû, bu nasıl bir iş?
Bu can buradayken, yüreğimdeyken,
Bu ciğer soluyor,nefes alıyorken,
Bu kan, bu damarda dolanıyorken
Sen, hiçbir yere gidemezsin!
Bu kuşlar semâda uçuşuyorken,
Şairim ya yine aldım kalemi,
İstiyorum şöyle güzel bir eser
Çıkıversin kalemimin ucundan.
Çalınsın binlerin, milyonların kulağına...
Şarkılara söz olsun.
Düşmesin insanların
Sana hediye olarak canımı verdim,
Lutfedip ömrümü, almadın ya çiçeğim.
Mutluluk vaat ettim de yeminler verdim,
İnanıp yanımda, kalmadın ya çiçeğim.
Barışmaya ne yolları aşarak geldim,
Hayatının fırsatını kaçırdın kızım;
Benim gibi bir ben daha bulmayacaksın.
Ey benim hovarda yarim, kaçak arsızım,
Sanma güzel saçlarını yolmayacaksın!
Mutlak bir gün bir yerinden tutacak âhım,




-
Zehra Akar
Tüm Yorumlarsüper bir şaiir başarılarının devamını diliyorum