Ne acı Efendim, hadislerin bir köşeye atılmış,
Bilmiyorlar mı ki dünya senin için yaratılmış?
Nedir Yarabbi üstümdeki bu yük?
Kurşun gibi damarlarıma çöken.
Böyle şekilsiz, emsalsiz ve büyük...
Bir mıknatıs gibi kendine çeken!
Hangi kavram açıklar, hangi tarif?
Davetsiz geleceksin gönlüme,
Buyur etmeden gireceksin içeri.
Ayakkabılarını çıkarmadan...
Kimse yer göstermeden
Çıkıp baş köşeye oturacaksın.
Yüksekten bakacaksın herkese,
Genç deme bana adamım şakacıktan,
Konur Sokak'ta kaldı bizim gençliğimiz,
Gün boyu kalabalık kafelerinde,
Güzel kızların uçuşan saçlarında
Ve ağaran silüetinde karlı günlerinde ankaranın.
Sorma başkasına bilmezsin gibi,
Perişan halimin sebebi sensin.
Bu darmadağın ve kara tablonun,
Sen bir numaralı müsebbibisin.
Sürgünse şahsıma adeta her yer,
Dün gördüm bir yerde düğün resmini,
Gözyaşlarım birden bire indiler.
İsminin yanında başka bir ismi,
Görünce beni hiç dinlemediler.
Ne yaptın ey ahû, bu nasıl bir iş?
Sırrını çözmek istiyorsan İlahi denklemin,
Rehberin Kur'an'dır ve Muhammed'ül Emin!
Şairim ya yine aldım kalemi,
İstiyorum şöyle güzel bir eser
Çıkıversin kalemimin ucundan.
Çalınsın binlerin, milyonların kulağına...
Şarkılara söz olsun.
Düşmesin insanların
Bu can buradayken, yüreğimdeyken,
Bu ciğer soluyor,nefes alıyorken,
Bu kan, bu damarda dolanıyorken
Sen, hiçbir yere gidemezsin!
Bu kuşlar semâda uçuşuyorken,
Dünyada ne kadar kuş varsa gelsin,
Ülkemize güneş doğacak yarın.
Karanfil ve lale hemencik açsın,
Bulutlardan rahmet yağacak yarın.
Gönlümüzü mesken tutacak umut,
süper bir şaiir başarılarının devamını diliyorum