Hasretin, boğazımı sıkan bir kol,
Bir kabus gibi üzerime çöken.
Hasretin, sonu ölüme çıkan yol.
Baldıran zehrini içime döken.
Gittin, bittim, herşeyin tadı kaçtı,
Sızılarım dinmedi,
Ağlıyorum yeniden.
Beklediğim inmedi,
Hayat denen gemiden.
Yıllanan hayallerim,
Neden böyle yemyeşil,
Canlı ağaçlar?
Yoksa nazlı yârim,
Elin mi değdi?
Ya denizlerin
Bu tatlı mavisi?
Evleniyoruz, mutluyuz,
Biz bu ânı çoktan hak ettik.
Bu geceye çıksın diye yolumuz,
Hep aşkın peşinden gittik.
Haydi oyna bu düğün bizim,
Ne kadar sadist bir ruha sahipsin,
Kalbimde yaralar açtın hayırsız.
Ne tür bir insansın, nasıl bir tipsin?
Gençliğimi çalıp kaçtın hayırsız.
Bana lutfedilen bir nimet gibi,
Hazır mısın sevmeye?
Sevilmeye hazır mısın?
Hazırsan ver ellerini elime
Ve bak gözlerime,
Ta içine...
Korku ve dertlerini at bir köşeye,
Ağzı süt kokan dünkü bebeler şimdi adam mı oldunuz?
Siz de bir gram akıl yok mu ki kralına posta koydunuz?
Adamlığın ve de mertliğin ha bire altını oydunuz,
ihaanetinizi anlıyorum çünkü masamda doydunuz!
Her gün birinizi, bir gün hepinizi,
Bir ferah nefessin, bir taze çiçek,
Bir şefkatli elsin garip gönlümde.
Şanslıyım ki, ömrüm senle geçecek,
Her şeye değersin garip gönlümde.
Bir tatlı bestesin, bir güzel şiir,
Gaspçının torbacının tepesinde,
Huzuru bozanların ensesinde,
Teröristin gizli mahzeninde,
Her yerde ben varım!
Her yerde ben varım!
Çok bekledin gümrükte,
Biraz da burda bekle,
Gelin araban gitmezse,
Geç arkaya itekle!
Hocanın oğlu Ahmet,




-
Zehra Akar
Tüm Yorumlarsüper bir şaiir başarılarının devamını diliyorum