Dökülen; şu çıplak ağaçların değil,
Yaralı kalbimin yapraklarıdır…
Sonsuza kadar kapanan şimdi…
Bîçare gönlümün kapaklarıdır.
İçim kan ağlıyor bayram gününde,
Geçse de günlerim sefa içinde,
Adını anmadan huzur yok Mevlâm.
Çırpınıp dururum dünya "hiç"inde,
Adını anmadan huzur yok Mevlâm.
Binlerin içinde yalnızım sensiz,
Bu hüzünlü ve kırılgan halimle,
Yakışmıyorum bu güleç akşamlara.
Bahtiyar sokaklarda
İğreti duruyorum.
Mâkus talihimle ben
Aşındırırken kaldırımları...
Bunu hiç beklemediim,
Yarım kaldı hayâlleriim,
Vedâsız gitmelere hiç alışkın değilim...
Beni kim duyaar,
Gitti mi o yâr?
Gittin...
Ne gidişti ama!
Acı haber gibi tez,
Bir bıçak kadar soğuk,
Bir şimşek kadar korkunç...
Diş ağrısı gibi ince
Bu ateş buraya yeni mi düştü,
Güllerim aleve nasıl dönüştü?
Hani ölümsüzdü aşkımız, sevgilim,
Bu cenaze nedir, bu tabut kimin?
Ayrılalım diye mi girmiştik biz bu yola,
Gözlerim hep gözlerini seyreder,
Gözlerin; Dünyayı örten perdeler.
Gözlerim ki, gözlerinde sendeler,
Gözlerin, gözlerin, şimdi nerdeler?
O saçların beni efkara salar,
Bir dileğim var senden,
Gözlerini kaçırma benden.
Bir dileğim var senden,
Gözlerini kaçırma benden.
Ne olursun inan bana,
Her sabah üstümüze doğan güneş,
Yine doğdun erkenden,
Penceremden içeri sızıp
Gözlerimi kamaştırdın.
Neden böyle erkencisin?
Kahvaltını yaptın mı?
Sararıp solan bahçelerde, güller açıyor,
En karanlık geceden sonra, güneş doğuyor,
Biz son sözü henüz söylememişken,
Aşkımızın bittiğine, kim hükmediyor?
Gün doğarken, gözlerinde, uyuyamadım.




-
Zehra Akar
Tüm Yorumlarsüper bir şaiir başarılarının devamını diliyorum