Ezgiler gelir kulağıma uzak diyarlardan
Hangi taşa el atsam yüreğim sızlar
Duygularım hepsi dağılır bir tarafa
Aynaya ne gerek var tadın içtiğim suda
Nasıl yaşadık ki seninle silinmez hiçbir iz
İsyanı yedekler şimdi yüreğim
Merhamet adlı ağacın gölgesinde
Savruk gülüşler çırpınır sokaklarda
Bir film şerididir gözlerde şimdi gazze
Kelimeleri karanlıklara salma n’olur
Gecenin ihanetini tatmadın henüz sen
Tuttuğun bir yıldız mıydı ki
Üşüyor ellerin
Ve kesilir birde
Bir yıldız, bir karınca
Ve bir nar ağacı şahittir…
fermanlara isyan bileylerim
ruhum kıskaçları sevmez
okyanusların dibi derindir
Ağarmaya başlayan sabaha yemin olsun ki
Bu can seni dost bildi
Kaybolup gitmeye yüz tuttuğu zaman
Geceye andolsun ki
Bu yürek seni sevdi
Karıncalar bile
Gecenin bağrından kopup gelen
Bir çığlık mısın ki
Yüreğim ürperiyor kimi zaman
Yoksa
Issızlığa gömülmüş
Koyu bir sessizlik misin
Yüreğimdeki filizler solmadan gel
Kırkikindi yağmuru ol da gel
Sonra ebemkuşağı ol
Yeşeren yanlarıma rengarenk gel
12.08.2005
Gizemli çocuk
Kızıl acılara mesken olmuş yüreğin
Ne zamandır ayaklarını fersiz kıldı
Gülücükler savururken etrafa yüzün
Ruhun kanlı hesaplaşmaların girdabında
Ey koca yürekli çocuk
Devinimsiz hayatlar debeleniyor karşımda
Akarsuyun ortasından doğarmış sevdalar
Yüreğindeki kozmik âlemden ne haber
Yüreğimin çukurlarına rahmet yağmuru yağar
Gözyaşı ve kül
Söyle şiirini zamanın kalbine
Ne diye bahane üretip duruyorsun
Hayat bahanelere gelmez bilesin
İçindeki coşkuya habire bent örüyorsun
Zamanın kulakları sağır olsun boş ver
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!