Efendim beni lal eylersin
Karşıma geçip gülersin
Geriye bakmadan gidersin
Ben nasıl edem can efendim
Anam babam sana feda olsun
Ey yeşeren yanım
Ey başımın sütünden fışkıran
Akarsuyum
Ey sarılmaya doyamadığım
Yiğit yüreklim
Ey acım hüznüm
Ey yolların yokuşlarına adanmış yürek sahibi
Ey sevginin kutsal mekanı olan yürek sahibi
Ey yürekler sancısı çeken yürek sahibi
Ey şems gibi bir görünüp bir kaybolan sevgili
Ey dostluğun yılmaz bekçisi
28.08.2005
Ey benim yitik sevdam
Ey gökteki hiç durmaksızın kayan yıldızım
Ey etrafını duman bürüyen dağların doruğu
Ey uğruna sevgiyi yollara serdiğim sevgili
Ey çatlamış dudağımdan dökülen iki kelimem
Ey dağarcığımdaki kelimelere sığmayan yar
Ey hep “ey” diye yollarına düştüğüm yar
Ey yüreğimi çalıp da sırra kadem basan yar
Ey dilime destan gönlüme mestan olan yar
Ey son mısrası içimde kalan yar
Ey yolda yoldaşım, gönülde sırdaşım
Ey sızlayan yüreğim, ağrıyan başım
Ey gözlerimden süzülen kanlı yaşım
Ey tüten ocağım, ocağımda pişen aşım
14.05.2006
Eylül de geçip gidiyor..
Ben her EYLÜL yeniden ölürüm.
EKİMde toprağa girerim
KASIM günleri sancılıdır toprağın bağrında..
Bir ARALIK bulunca
Yararım toğrağı..
Ezgiler gelir kulağıma uzak diyarlardan
Hangi taşa el atsam yüreğim sızlar
Duygularım hepsi dağılır bir tarafa
Aynaya ne gerek var tadın içtiğim suda
Nasıl yaşadık ki seninle silinmez hiçbir iz
İsyanı yedekler şimdi yüreğim
Merhamet adlı ağacın gölgesinde
Savruk gülüşler çırpınır sokaklarda
Bir film şerididir gözlerde şimdi gazze
Kelimeleri karanlıklara salma n’olur
Gecenin ihanetini tatmadın henüz sen
Tuttuğun bir yıldız mıydı ki
Üşüyor ellerin
Ve kesilir birde



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!