Bir bendim yağan, sana her bir damlada
Düşerdim peşine, düşerdim tenine
Tenin kokardım mis gibi, buram buram
Anlardın sen! ben tutuşurdum yanardım.
Perçem yüzüne düşer, zülfün ıslanır,
Bir ben vardım yağan herbir damlada
Düşerdim peşine, düşerdim tenine
Tenin kokardım,buram buram
Anlardın sen! ben yanardım.
Perçemin yüZüne düşer, saçların ıslanır,
Hayallerimi biriktirdim,
Enkazı üzerimde yüklüce
Bir kırıntıdır yaptıklarım,
Ve üst üste yığınlar halinde
Keşkelerim, ahlarım, yapamadıklarım
Türküler dertliydi, gözler yaşlı
Analar ağlıyordu, yürek yaslı
Dostlar bize dert kaldı
Aşığım dilinde söz ağlıyordu
Güneş bir başka doğuyor bugün
Bittim, tükendim.
Anladım ki;
Sensiz uzaklarda,
Hiç oğlu hiçim
Adın ile anılırsa ancak,
Aşık olur adım
seni serpeceğim
Ateşin üzerine su serper gibi
yanmasın derken
daha çok tüter gibi
seni vereceğim.
Sonra gir odama bak eşyalarıma
Yıllarca, kapalı kalan perdelerimi arala
Güneş sızar gibi gir, deler geçer gibi
Aydınlat beni, meydan oku karanlığıma
Yap yakıştır işte Sensizlikten yıllarca
Yıpranmış dökülmüş duygularıma
Almışsın sazı eline
Dolamışsın sözü diline
Ne uğraşırsın el oğlu ile
Dost kusursuz olurmu be adam
Yaratmış yaradan özene bezene
Beş tellidir
Duvarda asılı kırık sazım
Bilmezler mi? Bilirler elbet!
Ben beş bin yılllık aşığım.
Yoksun mızrabım
İşte her zaman ki heves! Aynı yüz, aynı batılı
Ayasofya da görmekti çalarken çanı
Gerçekleştirmek için bin yıllık bir hülya ile
Toplandılar bir gayret! Dük'ü, Kont'u, Papazı
Anlamadılar! tepede Hilal i, gördükleri bir rüyaydı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!