Sana koşuyor sevda,
Sana, hem de dörtnala,
Sonuna kadar gittiğim,
Ucu bitmez uçurumlardan döndüm,
Atmadım kendimi yalnızlığa,
Boyamadım siyaha,
Bir yüce çınar gibi,
Devrilir birliktelik hayatın orta yerine,
Yapacak birşey yoktur.,
Gözler dolar, gönüller yanar bu bitişe.
Ve Hasret doğmuştur,
Hergündönümünde boyu uzayacak,
Ekim yirmibeş,
Soğudu havalar, ıslak sokaklar.
Var git kupa kızı,
Başım darda bu aralar.
Var git,
Gök çökmüş kafama,
Sen Benim Uykusuzluğumsun,
Kaç vakittir bu böyle bende,
Gelip Aklıma yerleşivermen,
Bir kabus ertesi oluyor aniden.
Sonra kalk, sonra düşün
Bilmem kaç saat,
Gökyüzü siyaha her duruşunda,
Sorgu vakti gelmiştir hayatının,
Gözlerini tavana kaçırsan da,
Ayak uydursan da suskunluğa,
O en içindeki,
Hep seni Eleverir.
Gecenin tam ortasındasın,
Ve dileğin büzmüştür dudağını,
Dizlerini karnına çeker de,
Sırtını yaslarsın duvara.
Başın yerde kalır,
Boş kalan cevapların ağırlığıyla.
Güneş buradan batacak,
Tüm eylül akşamlarında olduğu gibi,
O başka diyarlara,
Biz, Gündüz ertelediğimiz,
Dertlerin kucağına düşeceğiz.
Su indi yüreğime
Duyamıyorum Kimseyi,
Akis yapar yalnızlığım
Gönlümün dağlarında,
Garip garip adımlarım yolları,
Kimsesizliğe yol alırım,
Akşam gelmiş, hoş gelmiş,
Köşkün bahçelerine,
Yorgunum,
Yorgun sensizliğim de,
Batan güneş,
Coşturmuş fesleğen tarlasını,
Bakışlarını unuttum,
Gözlerini sonra,
Ellerin, sözlerin,
Sonra gidişin,
Birşey bırakmadın ardında,
Bu adamın dışında.......




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!