Türk İlâhiyatçı, şâir. Edebiyat, İslâm hukuku, İslâm tarihi, tefsir gibi alanlarda çalışmalar yapmış, çeşitli eserler vermiştir.
Mustafa İslamoğlu, ilk Arapça ve temel İslâmî ilimleri eğitimini babası Ahmet İslamoğlu'ndan aldı, yüksek öğrenimine Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü'nde başladı, akabinde İlâhiyat Fakültesi'nde, daha sonra da Kahire'de El-Ezher Üniversitesi İslam Hukuku Fakültesi'nde devam etti.
Yazı hayatına edebiyatla başladı, ilk makaleleri 1980'de Milli Gazete'de, daha sonra 1982-83 yılları arasında Yeni Devir gazetesinde y ...
hümeyra
kına yakmasaydı annen
saçını yolarak taramasaydı
dağı kızdıran sen değilsin, biliyorum
şimdi kül olan saçların
dağınık kalsaydı
-Nadir Özkul’a-
ben oyumu felakete veriyorum şeyda
sana dönük yanımda çengiler mat oluyor
saadet-zedelerin morga çevirdiği bir dünyada
bana alevden kostümlerle dans etmek düşüyor
ve şeyda ben oyumu felakete veriyorum
hançerlenmiş çatal yürek iki baş
başbaşa vermişler konuşmuyorlar
yetimce gözlerden savruluyor yaş
yağıyor dışarda içli içli kar
çatal yürek hançerlenmiş bir çift baş
-acıların kadını’na-
göğe baktım gözü yaşlı
yere baktım yer yaslı
sular bugün kan tadında
eski yeni, büyük küçük, kara kızıl
.......
Ben kendime ağlarken Uhud da ağlar mıymış?
Hira'yı mahzun gördüm soramadım sevgili
Hasretinin dışınd başka derdi varmıy mış?
........
Dua çıkmayan göğe sevdalar çıkarmıy mış?
ey insan
ey yüz akı gönül aydınlığı
kabul olmuş sadaka kadar güzel
bir duygu sarıyor seni anan yüreğimi
bastığın toprakla yıkadığın gözüme
şimdi güneş bile siyah görünüyor
al da git eğreti gülüşlerimi
isyanı kutsayan yüz bende kalsın
maviye boyama zor düşlerimi
gemimi yakacak köz bende kalsın
mermere saplanan bir deli su’ca
Öfkemin hançerine su ver sen
kalkalım bir seher vakti Nuveyba
işgal edilmiş topraklarımız üstüne
güneş doğmadan önce
hertaşın dibine bir yıldız gömmüşler
Özlemekten yorulmuşum, kapında durdur beni
Ucu sana dek ulaşan bir zincire vur beni
Beni çöllerden sorma, ki sonra Mecnun yerinir
Aşksızlıktan taş kesilmiş şehirlere sor beni
Karanlık yerlerimi bir bir soyundum asfaltlara
Şimdi yüreğim üşüyor, giyindir ey nur beni
bugün ihanet günüdür
güller kendi dikenlerince kanatılsın
şairler öz elleriyle boğsunlar şiirlerini
söyleyin akrebe bugün ihanet günüdür
aşıklar çiçek sunarken sevdalılarına
Mustafa hoca'nın zirve şiirlerinden biri olan bu yapıt, ruhumuzu buradan çok uzaklara götüren ve aynı oranda kendine tutsak eden bir şiir...
yüreğine sağlık hocam...tek kelime ile harika