Aşk a suskun yürekte
Esmeden sevda rüzgârları
Cemre ha yüreğe düşmüş
Ha gen toprağa
Renklere hâkim parlayan güneş
Oturup aşkını yazma kumlara
Dalgalar kıskanır silipte geçer
Sevgini ele değil anlat sen bana
El bilmez deli diye gülüpte geçer
Sevgiyle yeşerir bütün umutlar
âşık olmak yaşamın tozpembe halidir küçüğüm
gözün görmez yüreğinin gafletine dalarsın
çocukluğunu yaşamamış sevdalar büyür içimizde
aşktan sevgiden yoksun
darağacına çekilir umutlarımız
Kadere mahkûm ediliyorsan
Hani nerede kaderin mahpushanesi
Eğer aşka mahkûm edildiysen gönül tahtında
İşin zor bitmez aşkın çilesi
Sevilmeden sevmek ömrüne zarar
Ne kar kış, ne boranlarla
Sönmüyor içimdeki yangınlar
İnfial koparan fırtınayı susturamıyorum
Kan revan yüreğim,
Sevdan aşkıma dar
Bu dünyaya geldiysek eğer
Aç mezar yok derler
Nasipsiz kul olmaz
Bir ömür su gibi akıp geçer
Her şeye çare bulunur
Ne zaman kendimle baş başa kalsam
Seslenirim beni bırakıp giden yıllara
Geçen zaman vefasız
Sadece o an değimlidir yaşanan
Dönüp bakarım geriye
Bir gemi kalkar bu limandan’ meçhule
Kâh düzgün yol alır, kâh yolu eğri
Bu son sefer, dönüşü yok elveda
Arda kalanların yanıktır bağrı
Daha çok yol vardı bu devranda gidecek
/Bir gün olurda yazılırsa son mısra
ya şair, ya da şiir ölmüştür/
O gün ki!
Suskunluğa bürünür bütün lügatler
Garip bir öznedir içinde tutamadığın
Ne umutlar yüzer hayal deryasında
En taze baharında vücut ikliminin
Gecenin karanlığı uyanır ay ışığıyla
Yanık bir türkü düğümlenir boğazında baykuşun
Çiğ düşer gözlere sisli sabahlarda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!