Kenarı kırık olduğu anlaşılıyordu kalbinin
Kendilerini ahlak zabıtası adledenlerin
Ahlaksızlıklarını gördükçe
Derinden öğle iç çekmeleri vardı ki
Kalemine kızıyor
Öğretmenliğinden utanıyordu adeta
Bir zamanlar kartal iken kuş oldum
Yaş kemale erdi artık boş oldum
Zevk eylence bitti sanki taş oldum
Hayatın son demi fenaymış oğul
Evin odaları sanki bir zindan
Bu nasıl bir histir, şekli bilinmez
Kapı yok, baca yok, asla girilmez
Arasan bulunmaz, baksan görülmez
İnsana hükmeden, sevgimi yoksa
Gezip dolaşsanda, nafile olur
Senden sonra gül yoktu ki sevseydim
Sen benim sen, son gülümsün, Songül’üm
Yirmi değil yüzyıl bile geçseydi
Sen benin sen, son gülümsün, Songül’üm
Güneş ile çiğ damlası yapraktan
Bu dünyanın eşref yanı
Asla vermez umulanı
Yer bitirir kul olanı
Daha gördüğün ne ki
Kaplansa da tüm afakın
Gözlerim, yollarını
Bekliyor, gelmiyorsun
Gelsende, merhabasız
Kaybolup, gidiyorsun
Geldiğinle, gittiğin
İnce karanlıklardan geçerken
Kalın izler bıraktığım yollarda
Haklı isyanlarıma yağan kurşunlar
Yüreğimin Ceplerinde dururlar hala
Atsam atılmıyor satsam satılmıyor
Dışarısı çok soğuk her yerde fırtına var
Hala benim yüreğim sığınacak yer arar
Arayan ben yanan ben ağlayan ben yar diye
Kim bilir seni nerde kim bilir kimler sarar
Yuh olsun kahpe dünya yuh olsun felek sana
Kattın karştırdın ne varsa bizde
Şu sevdadan yana şu elimizde
Bak bir şey kalmışsa yüreğimizde
Affetme onu da affetme yak yık
Köşeden, bucaktan kolaçan edip
Boşa geçen zamanıma
Uçup giden her anıma
Ben şimdiden yarınıma
Yanarım dost diye diye
Ömrüm geçti delilikle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!