Taşın kaç sıkımlık suyu var bilmem de
sazından sözünden ve özünden de çorbası kaynayacak adamlar kula minnet eylemez!
iliklerimize kadar hissetmişken yorgunluğu
tam da her tür kaygıdan azade
öylece, huzur içinde yaşama arzusunu
tüm benliğimizle hissettiğimiz zamanlarda
bir sefer görev emri kıvamında baskılanan
yeniden düzen kurma mecburiyeti
sevicilerden sıkılmışım
ne sıkılması bıkmışım bıkmış!
sanattır, paradır, makam mevkidir
neyin sevicisi varsa etrafıma kümelenmiş
içim katılıyor
sizse şifayı bulmak için
muhatabınızın anlayabilme kapasitesinin sınırlarını bilmeniz, size; "gerektiği kadar konuşmak ve haliyle daha az efor sarf etmek" gibi bir avantaj sağlar...
Muhatabınız amaçsız insanlar ise; enerjinizin tükenmesi, vizyonunuzun daralması, motivasyonunuzun azalması gibi sonuçlardan mustarip olmaya hakkınız yoktur
yapacak ne çok şey var
ve yapacak hiçbir şey yok
ne büyük çaresizlik!
kah yaşamaktan kötü
kah ölümden güzel
Yıllar sonra utanmadan gelip de af diledin de
Yakarışın makbul değil aşkın kutlu mabedinde
Sen gibi bir vefasızın, yeri yoktur aşk indinde
Hiç nafile ümitlenme mümkün değil affedilmen
Sen kendini şu gönlümde solmayan gül zannetmişsin
Kurduğun hayatı, temize çekip attığım müsvettelerden oluşturduğunun farkında değilsin ya; işte buna çok gülüyorum
Mutluluk olgusu göreceli bir kavramdır ve haliyle kişiye göre değişir. İşte bu yüzden birbirinden çok farklı şekillerde cereyan eden hadiseler mutluluk vesilesi olabiliyor. Hatta bazen, aynı hadise birisinin mutluluğunun, diğerinin ise mutsuzluğunun kaynağı olarak telakki edilebiliyor. Çerçeveyi bu şekilde çizdikten sonra demem o ki insanları mutsuz kılan şey, bizatihi kendilerince üretilen mutluluk tanımlarının ta kendisi. Mutluluk sizin için neyse mutsuzluk da onun tam karşıtı. Son tahlilde "mutluluk" tanımımızı gözden geçirip, makul ölçütlerle revize etmemiz durumunda, mutsuzluk illetini yenme adına bir adım atmış olabiliriz kanaatini taşıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!