Münzevî Muhayyelât Şiirleri - Şair Münze ...

Münzevî Muhayyelât

İ2İ


sonra bakınca fark ettim
Bundan bir yıl kadar önce 2010 yılı
Kimi evelerde bir çaykızı ve çeyrek günleri ve…

Devamını Oku
Münzevî Muhayyelât

semantik düşlerimi böldünüz bayım
zirzop şiirlerinize oldukça tavım

kır kahvesinde caz solosu vardı da biz mi içmedik
öksürük şurubunu
oysa ki taşralı kızlar korosundaki detone mualla

Devamını Oku
Münzevî Muhayyelât

bir/e bir

seviniyorum
aşkın alt tarafı bir yağmur kokusu
olduğunu öğrenince

Devamını Oku
Münzevî Muhayyelât

oysa yerli ve yersiz bütün sözler söylenmiştir
sesler dinmiş ve şehir uyumuştur artık
ilenmeler dilenmeler sevmeler sevişmeler bitmiştir
biliyoruz ki yalnızlıktan öte bir yalnız dır insana dost
insan ki bozmuştur tüm haritaları ve çocukların oyunlarını

Devamını Oku
Münzevî Muhayyelât

biz kapalının ortasından haykırırken
'ruhumuz yeter' diye
sesimiz bir anıt gibi yükselir ve domururken
kalın hayatlı şık beylerin ütü izlerine

ulu orta bir acıma ile bakıyorken

Devamını Oku
Münzevî Muhayyelât

korkudan konuşamıyorum
yüzüm
gökle aynı çizgide çünkü

aşktan çatlayacak olan kalbimi
secdene erdiremiyorum

Devamını Oku
Münzevî Muhayyelât

B5Ş..


ve artık tanrı gökten üç değil beş elma atmaya başladı
kerevetimiz arttı zira kapital hülyalarla
her incil her budayı isevi gerekçelerle hadım etmelidir ki

Devamını Oku
Münzevî Muhayyelât

anda sıkışık zaman aman Allahım aman aklımı kessen anla kesit künttür eşyadan zuhur etsen Emanla daralır madde ve renk boşalır gök içime doğru her bir yıldız hanûman ayna sırrın önünde sırrın aynası duman anda sıkışık zaman aman Allah"ım aman m.M..

Devamını Oku
Münzevî Muhayyelât

haleluya


haleluya

canı cananı bütün varımı alsın da

Devamını Oku
Münzevî Muhayyelât

güneşi isteyenlerin parmak adedince güneş sunulsun altı saatlik sabrın zevaline az bir az köy güneşi çöküverseydi genleşen kentli mafsallarımıza altı saatlik sırrın sabrıyla iki güneş arasında bir öğlen vakti olmaya adaylığımı koyuyorum anti demokratik yöntemlerle saldıracağım karanlığa zira beyninizden harlanan ateşte yanıyoruz zaten kaynayan sadece kahvaltıya yumurta biraz da gül reçeli diyorum hala ısrarla bir uçtan diğer uca binlerce sarkaç momentisin kısık ateşte sekizbuçuk dakika kaynasın dilin güzeller gülle anılmaya devam ettikçe öznesi naif olacaktır her tür reçelin falanca feş-mekanda üçyüz gonca varmış dedi annem dikenleri sertleşmeden toplasan ya suya koyar tadına banarız hasretimizi suyu tadar tadına varırız hasretimizin bir salavat arası kızıl bir kadife de bekle bizi gül geliyoruz annemiz giyinsin de hele. telaşına düştük de dilimizin bağı çözüldü tuza bandık durduk bugün bütün hissiyatımızı gergedan cenazesine gidemeyeceğiz ama önümüzdeki yılın başlarında bir ara çocukluğumuzu anar ağlarız bu her ne kadar tuzluğa sığdırmazsa da toz bulutunu telaşın talaşlarını rendeden geçirmeye yeter sanırım m.M..

Devamını Oku