seni
sevgilim
boynumdan ayırmıyorum
çiçeğin ezgiye dönüştüğü her akşam
sanırım ölüyorum
çünkü sanırım annem ölüyor
ellerim kurumaya başladı yalnızlıktan yavaş yavaş
damarlarımda çer çöp
ve deli atlar koşuşmuyor
aksine
dikenli teller
dikenli modern teller
geçiyor içimden
Ü3Ç..
selimi bir küpe asılıyor kulağıma
kışlık kirazlardan
bir armonikayla hiç de armonik olmayan
bütün kurtların karnında susku taşları dolu
kırmızı minili bir fahişe tarafından teğellenmiş kürkleri
kurtlar sofradan safraya doğru evrilmediler henüz
gecenin uyanmaya dair hiç bir masalı yok demek ki
güneş ışığını salsa üstüne
ay kıskanır onu ederdi gölge
aşk burcuna tül tül olup girince
yıldızlar ülkesi feza saçların
bir bağ ki gözüme görmez dünyayı
içimde önlenemez bir kalkışma var
sesinin isyanında bayrak sallamaya dair
bulutları bir cücenin candamarına tıkıştırmak gibi
tuhaf düşler geliştiğinde parietal lobumda
birazcık esnetip şüphemi sabah mahmurluğumla
çöl kuşlarının nefesinde
bin yıllık ezgi leyla
kumun dua dua yeşeren sesinde
içimde bir ağlayan söğüt gölgesi
zamanlar yırtıyorum senin sesinle
sabahlar akşamlar ve seherler boyunca
bir eksilmez yankı sesin içimde
sevgili
iki oğluyuz maveraünnehrin
sen daha sertsin
ben daha ağlamaklıyım
ardımızda koskoca ölümler
önümüzde kıvançlı bir gece var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!