her karanlık kendi kvrımından tanınırdı eskiden
ışığın devrildiği kımıltısız loş odalarda
bir de kokusundan bilinir en çok
melek kanatlarından buğulanan simya
izinde gizlenir dünya cennetin
bedelini öde bunca nimetin
ne varlığa sevin ne yoka yerin
bir soldumu güneş ne sen kalır ne de ben
gülün endamını bilmez mi bülbül
kış günleri uğrak verdiğinde teninize
ey hayvan olmayanlar
sizden söz ediyorum
yaprak olmayanlar
ve sizden tabii ki
amip olmayanlar
oradan öylece ışık sun bize
ey mitolojinin ve renklerin yalancısı
her kim ki sızısına bir uğrak arar
oradan kuşlara karışmalıdır
seyret geceyi
zaman kesik ve muğlak
tortusu katran
ateşi şerbet
apaçık ortadayım
sezilmekteyim
kendimden biliyorum
boynum bir gül tarafından zedelenmekteyken
giyotinim kaşınır
karanfil değilse de güller tarafından
medet ey yar insaf eyle
var gönlümü vur kır dağıt
bana candan bir söz söyle
hitam bulsun bu kör ağıt
medet ey yar insaf eyle
her karanlık kendi kıvrımından tanınırdı eskiden
ışığın devrildiği kımıltısız loş odalarda
bir de kokusundan bilinir en çok
melek kanatlarından buğulanan simya
her yağmur her ikindiye her zaman
deminden sonraya
evvelden ahire
geçerken
korkuyu endişeden
buraya
bu beyaz boşluğa
kirsiz passız bir elveda yazasım var
sevgili
gidesim var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!