Ey tayyare selam götür ona çok özledim
Belki seni görür de el sallar selamımı alır
Ey dört duvar şahitsiniz
Selamım alınsın diye yollamadım
Kimsesiz değilim burada vardır elbet birileri
Bir kurşun sesi duydum bu gece uzaklardan
Gönlümdeki yaralı ceylan vurulmuş
Bakma bana öyle azizim ben acizim
İçimdeki hevesler çoktan durulmuş
Bir kırık kalemim var
Ne mutlu sana tütüyorsa ocağın
Çayını karıştırıyorsa kaşığın
Mevlam göstermesin kimseye, zordur hayat
Çocuk görmemişse kucağın
Evlilik zor iştir, sevgisiz olmaz
Faşist dedi eşim dostum akrabam
İtin biri oluverdim bir anda
Ufak çaplı bir reis
On beş yaş esintisi
Sana "itin biri" diyecekler diyen şaire
Çok sevmekten sevgim öfke oldu
Bendim o ufak Türkmen çocuğu!
Üstlendim kutlu bildiğim davamı
Götürdüm alakalı alakasız, o yere eş dost akrabamı
Hepsi "Hiç anlattığın gibi bir yer değil." Dediler
Hepsi, bunlar sadece sigara iciyor,
Sadece kavga ediyor,
Ben ümidimi kestim artık senden
Boşver telefonlarımı açma Yakup
Dostluğumuz meğer bitmiş ezelden
Sen çıkmamış bir can değilsin, ümit kalmadı Yakup
İnan bahsettim herkese senden
Universite de bir Diyarbakırlı
Esmer, ince, uzun...
Ismi de bir peygamber ismi...
Elinde bir tabaka, üzerinde Che Guavera...
"Bana da sar" dedim şu tütünden
"Al kendin sar" dedi uzattı tabakayı
Çok ışıklı bir şehrin, yıldızlı sokağında
Uzaklarda arama beni, diz çök soba başına
Sevda yelleri eserken 20li yaşımda
Korkma, boğulmam deniz kıyısında
Tanıştırayım, ben Muhayyel kederin elçisiyim
Yıllanmış acıları ortaya seripte
Üzme artık kendini
Çayın yanına tütünü meze edipte
Yakma geceleri kendini
Eski çilelerden konuşarak
Karlar yağdı saçlarıma
Yağmur doldu gözlerim
Genç yaşta büküldü belim
Her şey doğru da vakit yanlış
Ümitler dünde kaldı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!