Çelik bir sürgüdür her an
Kapanır üstüne zaman
Adını bile anmadan,
Bekleye durma eylemsiz duadan;
Boşuna yalvarıp el açma feleğe
Hani kem gözlere inat
İçin içe geçmiş kalplere Tanrı’dan iltifat
Bir ucu sende bir ucu bende
Gökkuşağı çekecektik gecenin yıldız beline!
Hani kafa tutacaktık feleğin topuna
Diril be yüreğim!
Diril de konuşsun dillerim
Kırmızı gülden uzansın ellerim
Sarılsın yâr beline cennet hayallerim!
Nazlı açar gönül gülleri
Gerin umudum gerin!
Ayan geceye karşı sevin
Bugün bir başka güne devin
Dişliler gıcırdar dönen dolaba karşı
Emek gocunur ödenen paya karşı
Serin bir esinti geçti
Islık çalarak otların arasından
İndi yağmur ardından
Islak saçlarıyla zeytin dallarından.
Haniydi kara bulutlar?
Aşkın nârından
Ateş yutan insan
Ta kalbinden güneşin
Bir tatlı gönül tavına geçerken
Şiir perisi bundan ilham çeker…
Gonca gülün teni çiğ damlası
Dolunay gecenin peri lambası
Denizin yüzü yakamoz yansısı
Gökteki yıldız nesli parıltısı...
Delikanlı aşk delisi
Vallahi gördüm
Güneş göz kırptı
Bulut utandı
Deniz “hışşt” dedi
Bir lacivert çekti gözlerime;
Ne sevdalara uçmuş
Ne hayallerden düşmüş
Hani benim hoppala gönlüm?
Titrer ellerim
Görmez gözlerim
Çıkmışsan ayrılık yoluna
Hiçbir özlem bırakma ardında
Geri dönüşlere bahane anlamında;
Ne söylenmemiş söz kalsın dilinde
Ne sönmemiş köz yansın kalbinde.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!