Zokayı yutmuş balıktım ben
Gözlerindeki mavide rehin
Dönemezdim denizlerime
Kalbimi bağışlamadan gözlerine
Endamına vurgun
Yağmurun elleri kadar kalabalık adımlar
Yalnız hayaller gezdiren kaldırımlar,
Kumru tüneği saçak altında
İnceden bir keman ağlar
Yaslanıp çingene çocuğun yanık bağrına.
Aşk, her zaman kapısını çalabilirdi
Tanrı misafiri gibi
Ancak hiçbir zaman açılmazdı kalbi
Motel odası gibi.
Dolaşıyordu aylak aylak
Ayın arka yüzünde soyunan kadın
Yoksa sen bende olmayan mısın?
Gizemin doğum öncesi
Hayatın gizli bahçesi
Cennetin ve dünyanın,
Canım sıkılıyor canım!
Bunaltı bastı her yanım
Yağmur yağsa bari
Ağlar da açılırım belki.
Hani bugün arayacaktı?
Geçip gitmişse bir kalbe dokunmadan
Yan çizip gönül kapısından zaman
Ömür biter yana küllene son pişman
Ölü balık çeker insan yaşam pınarından
Ve hiç kimse yoktur benim kadar ola ziyan
Geçip gitmişse kalbime uğramadan zaman …
Ölü yapraklar düşmekte
“Değişen dönektir” diyen üstüne
Bense değişirim döne düşüne
Eski yıldan alaz yeni yıl ateşimle.
Anlam topal kalır sade bilimden
Ölüm desem
Gerçeği yutan ejder,
Yaşam desem
Kalbimi gömen keder…
Geçmiş, geleceği yutacak gibi
Sormuş olsaydın
“Neden?” diye
Belki anlardın
Değmezdi küsmeye.
“Biricik aşkımsın!” desem
Sensizlik ayazı ayrılık ufkunda
Asılı kaldım kışlanmış bir umutta
Bir yılkı aşkı saldım kavruk kalbimden
Gönlüm korlanır da hasretinden
Buz kurusu tüterim için içimden…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!