Hüzün çöker
Ve sonra hüzün çöker
Karanlık örter dört bir yanı
Gül yüzün vurur duvarlara
Her yanın acır
Duygular saçıldı
Yayıldı etrafa
Hüzünle gurur
Birbirini kovalamakta
Bu ne biçim gözyaşı
Herkes yadırgamakta
Mesala adını bin kez anamazmıyım gelmediysen
Çıktığım merdivenler kadar örneğin,
Bir tren yolu yolculuğunda kendi kendime
Geçtiğim trapezler kadar adını anamazmıyım.
Kelime darağacım anlatmaya yetmiyorsa
Ben burada değimliydim ey mekân
Kapılar neden kapalı
Her sabah yürüdüğüm yollar
Bir daha neden beni taşımaz
Her köşesinde yıllarca
Nefes tükettiğim bu yer
Her biriside Ahmet, Mehmet,Mustafa
Sicil nolu,baretli,sendikalı,sigortalı
Hergün indikleri maden ocaklarına
Dedelerinden gelen gelenekle
Evvela emniyet uğurola
Tabelasının altından geçerek
Güz yağmurları başlamadı daha
Sararsa da yapraklar
Hazan mevsimi değil
Zamansız yenilişler olsada rüzgârlara
Bu düşüşler zamanlı değil
Mart çiçekleri belirmedi henüz
Koparmamak suçmuş
Yerinden seni,
Getirirlermiş eskiden
Jandarma erleri ile
Köyünden kasabasından,
Dedemin bize dediği
Gümbür gümbür yağmurlar yağar
Ne sığınacak kabım kaldı
Ne taşıyabilecek takatım
Meydanın ortasında düşmeden gel.
Çağırmamla gelemezsin bilirim
İlk çığlığını attığında
Badavra duvarlara
Ciğerlerine doldurduğu havayla
Bir anası vardı başucunda.
Çocukluğunu geçirdiği
Kurumuş çamurlardan
Evet insana keşke seneler önceki durum hiç değişmeseydi olmasaydı şu teknoloji meknoloji dedirtecek dizeler tebrikler efendim
Allah böyle acılar göstermesin birdaha. Dmuyarlı yüreğinize sağlık