Hep içimde bir çocuk yatar
Hiç büyümeyen bir çocuk
Dünyanın derdinden bihaber
O içimdeki şen şakrak masum çocuk
Eskileri hiç unutmaz hep onları yaşar
Aşkı anlatanlara gülüp geçtim
Duygulardan bahsedenlere aldırmadım
Mantıkla ilerledim bu yaşıma kadar
Ve hiç yanılmadım
Yalnızken huzuru ve doğruyu bulur insan
Kaskatı bir buz tabakası
Gönlüm adeta onunla sarılı
Zaman belki eritir o buzu diye düşünme
Erimez kalbimin buzları asırlar geçse de
Zamanla severim diye düşünme
İnsanlardan uzak yaşamanın sırrı nedir
Sarp dağlarda saklanmak mı
Yoksa daracık odalara sığınmak mı
Ya da ufak tefek bir adada mı olmalı
Kaçmak isterken insandan düşünmemeli
Aslında kaçmak saçma bir yöntem
Nasıl anlatacağım bu içimdeki tufanı
Kelimeler sihrini kaybetti sanki
Yüreğimde kaskatı bir buz tabakası
Güneşi ilk defa bu kadar yakından gördü
Gözlerim o karanlık noktaya odaklanan
Ve yalnız ıssızlığı gören gözlerim
Allah beni kahrı perişan eylesin.
Şu dünyadan bir nefesle alıversin.
Çok iyilik yaptım kadir bilmez insana.
İyilik yaptım kötüsü oldum dünyanın.
Siz iyilik yapanlara ancak kötü davranın.
İnsan ister
Hep ister
Erkekler kadın olmak
Ve
Kadınlar erkek olmak ister
Fakirler
Gitsem artık ufuğa doğru
Bir yel eserken
Yapraklar gibi uçsam
Ve savrula savrula
Sana gelsem İstanbul
Yalnızlığa mahkum olmuşsa insan
Soğuk rüzgarlar keser bedenini
Hüzünle gözünden yaş düşerken
Rüzgarla savrulur ve uzaklaşır
Bir damla gözyaşı
Üzülme kaderine yazılmış
Yazılmış alın yazına bir zor sevda.
Sevda yüreğini alevlere düşüren.
Düşüren seni bu amansız derde.
Derde tutsak eden bir kara gözlü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!